11 Mayıs 2009 Pazartesi

Gülbin Demirhan'dan anneler günü yazısı

ANNE!

Bugün Mayıs ayının 2. Pazar günü….Bugün Anneler Günü…

Anne olmak ne demek diye düşünürüm hep.

Kadınların hayatının anne olmadan önce, anne olduktan sonra diye keskin bir çizgi ile ayrıldığını düşünürüm.

Öncesinde ne ve nasıl olursa olsun duygularınız, anne olduktan sonra bambaşkasınızdır.

Önce kaybetmekten korkmayı öğrenirsiniz, sonra ölmekten korkmayı.

O cesur kadın gider, yerine “çocuğum çok küçük daha, ölürsem kaldıramaz bunu!”diye düşünen biri olursunuz.

Hep onaylanmak istersiniz “Yaptığım doğru mu? İyi anne miyim?”

Ve tüm çocuklar için endişelenmeyi öğrenirsiniz!

Ya bizi anne yapanlar!

Ya hep uzakmış gibi durup, bunu kabullenip bizimle birlikte sabahlara kadar uykusuz kalanlar!

Günlerdir analar ağlıyor bir toprak yığınına sarılıp karşımızda.

Karnında bebesiyle, hastalanan diğer çocuğu hasım ailenin oğlu olan kocasından diye artık istenmeyen, sürekli ağlayan kadın da “Anne”!

“Can yoldaşımdı O, bana hiç kötü davranmazdı”dediği yazıyor gazetelerde kocası için ve “ artık ne olacağını Allah bilir” diyor bayılmadan önce!

Hasım ailenin oğlu koca, “korkuyorum, karnındaki bebeyi benden diye alabilirler” diyor!

Artık hepimizin kim olduğunu bildiğimiz Münevver’in annesi de “Anne”, aranan Cem’in annesi de!

Ve bugün kimbilir kaç “Anne” kendisine gelecek hediyeyi düşünürken, bilmemkaç taksitli olduğu günlerdir reklam edilen hediyeleri beklerken yıllar yıllar önce bir kişinin burnunu kanatmadan idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin’ in anneleri de “ANNE”

Oğlumun mutlu sesini duymaktan başka bir isteğim yok bugün. Hediyem, başka günlerde de aynı coşku ile “anneşşş” diyecek sevgiyi taşıdığını bilmekten başka bişey değil.

Anasız kalan çocuklar, çocuksuz kalan analar diyarı ülkemde özel günlerin tadı yok!

Hiç yorum yok: