27 Kasım 2008 Perşembe

ben çocukken


Karanlık bir resim ... ben bir yaşındaymışım burada... çok seviyorum bu resmimi çünkü daha öncesinden hiç resim yok..))) tombikmişim galiba.. 10 aylıkta yürüdün der annem...lamba kadardın yürüyordun der... herşeye erken başlamışım anlaşılan... dört aylık dişim çıkmış.. 10 aylık yürümüşüm... 19 da evlendim 20 de anne oldum.. yani anlayacağınız çabuk çabuk halletmişim herşeyi... artık yavaş gitsin hayat istiyorum biliyormusunuz? hiç acelem yok yani..))))

Kavuşma

Dün normal geçen günün ardından akşam saatlerinde tesadüfen güzel bir haber aldık. Uzun zamandır ailesinden mecburi bir ayrılık yaşayan arkadaşımızın (kardeşimizin)sevdikleriyle yaşadığı kavuşma sahnesini sanki bir film izler gibi,rüya gibi, hayal gibi seyredeceğimizi hiç düşünmemiştim. Çocukları, eşi, annesi, babası, kardeşleri nasıl heyecanla beklediler yoldan gelmesini, ağlamanın gülmekle karıştığı o sarılma sahneleri bütün gece uykumda bile benimle birlikte oldular. Çocuklarına, eşine, annesine, babasına, kardeşlerine bir anda sarılmak istiyordu sanki canım yaa... Allah bir daha yaşatmasın böyle ayrılık ama şu bir gerçekki herşeyin bir ucu, bir sonu oluyor önemli olan sağlıkla geçirebilmek bu zor süreçleri. Ailenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha yaşadım akşam, bu sımsıkı olmanın mimarı tabiki anne ve baba, şunuda gördümkü yaş kaç olursa olsun onların yüreği sadece çocukları için atıyor. Canım arkadaşım ne kadar şanslısın öyle bir anneye babaya sahip olmakla, ne kadar şanslısın öyle kardeşlere sahip olmakla, ne kadar şanslısın o eşe, çocuklara sahip olmakla.... Hoşgeldin ....

25 Kasım 2008 Salı

çocuk sabiha





İlk okuldayım sanırım birinci sınıf Suat üçte olmalı aramız ondokuz aydır Suat'le annem ikiz gibi büyüdünüz der.. Sürekli birlikte oynardık o yüzden ben erkek oyunlarını daha çok bilirim onun sayesinde... Murat galiba iki yaşında yada üç, elinde ne tutar bilmem sımsıkı ama biz birbirimizi sımsıkı tutamadık keşke bu resimde kalsaydık öylece, bizi dağıtan fırtına ne zaman diner bilmem ama ben şunu çok iyi biliyorumki bu fırtınanın önünde yıkılmamak için durmaktan çok ama çok yoruldum... Annecim yakalarımızı manşetlerimizi kolalamış misler gibi çıkarmış bizi bayrama sağ olsun... O günler çok güzeldi ...23 nisan bayramıymış resmin arkasına yazmış annem sonradan gördüm sene 1969

nostalji

Liseyi bitirdiğim yıl dikiş kursuna gitmiştim orada diktim bu etek ve bluzu, e mankenliğinide kendim yaptım tabii... 36 beden sıska bir kızmışım dimi... Nasıl aldım bunca kiloyu diye kendime şaşırıyorum bu resime baktıkça...




Sene 1979 6-mat Çan lisesi.. Sınıf öğretmenimiz Ahmet Subaşı..matematik öğretmenimizdi..


Herbirimiz ayrı yerlere dağıldık .. bu sınıf tekrar bir araya gelse ne güzel olurdu... Bu işi yapsa yapsa Mehmet Arıcı yapar... Oturanların sağ başındaki...

24 Kasım 2008 Pazartesi

Küçükkuyu kamp

İskelesi kampın... hayret kimsecikler yokken çekilmiş resim, ya çok erken bir saat yada akşam üzeri... çünkü çoluk çocuk dolu olur herzaman üstü.... Şimdi sadece balıklar kaldı orada... Ama çok tadını çıkarttık .. her güzel şey gibi bununda sonu varmış meğerse...
Efendim çadır evimizin görüntüsü... yine bir keyif anı... Anılarımızda kalacak iyiki resimlemişiz bunları... o günlerde daha satılmamıştı kamp yani bizim sanıyorduk orayı..)))

Kampımızın gazinosu şimdi yerinde yeller esiyor... Bir daha böyle bir yerde tatil imkanımız olurmu bilmiyorum ama bayağı benimsemiştik burayı...


Herkes çadırının önünde kahvaltısını ediyo... Hatice'cim Antalya'lardan gelir tatil için Küçükkuyu'muza çay keyfi yapıyor büyük ihtimalle...








Ya çok özlüyeceğim ben kampımızı.. şu keyif nerde olabilir başka... Kahvaltı sonrası ben divanıma oturup gazetelerimi okuyorum ... Az sonrada kahve faslımız başlar..)) ben fala bakarım herkese .. sıcak bastı hadi denize der atarız kendimizi buz gibi sulara...

23 Kasım 2008 Pazar

Öğretmenler günü


Başta canım eşim olmak üzere tüm Öğretmenlerin günü kutlu olsun...

Öğretmenler günü,elbette Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün başöğretmen olarak kabul edilişinin yıldönümü olduğu için ve gerçekten bir toplumda öğretmenlerin önemli bir yeri olması gerektiği için önemlidir.

İlkokul sıralarındayken,belki de en büyük hayalimizdi öğretmen olmak.Sevgi dolu sesi,bilgiye aç küçük beyinlerimizi doldururken,öğretmenimize hayran hayran bakar ve onun gibi iyi bir insan olmak ta isterdik.
Yazı yazmayı,okumayı,kitapların en iyi dostumuz olduğunu,araştırmanın,doğayı korumanın faydalarını onlardan öğrendik.
Ütülü mendil alışkanlığımız,özellikle pazar günü kestiğimiz tırnaklarımız ,öğretmenlerimizin bize verdiği alışkanlık değil midir?
Sanata ve sanatçıya dost olmayı,tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkmayı da onlardan öğrendik.
Öğretmene gereken değerin maddi ve manevi olarak verileceği daha güzel günler görmek umuduyla....

22 Kasım 2008 Cumartesi

YE-DOY

Daha önce yazmıştım Süheyla arkadaşımın mekanını, şimdide mantı yapmaya başladı bugün gittik tadına baktık nefis...tavsiye ederim... ama telefonla sipariş verin çünkü kalmıyor benden söylemesi...
telefonu...416 7840


Tabi resimlemeden olmuyor...Gördüğünüz gibi tepeleme dolu tabak... bol kepçe yani... bir tabak mantı yetiyor karın doyurmaya... ellerine sağlık canım arkadaşım bol müşteriler dilerim buradan...

Zeynep bebek

Bu güzeller güzeli bebiş Selda ve Kaan Kuşku'nun bebeği... çok güzel değilmi... Allah uzun ve sağlıklı ömür versin... Zeynep bebeğin anneannesi, babaannesi ve dedeleri bizim çok yakın arkadaşlarımız, onlarıda buradan tekrar kutluyorum. Sevgi'cim ve Ayşe'cim dün ikinizinde gözlerinizin içi gülüyordu, ne güzel ... Allah bizede gösterir inşallah bu güzellikleri...

Bakarmısınız nasıl bakınıyo maviş maviş....

Kız olunca pembeler oluyo tabiki...Kendiside pembe beyaz maşallah...





21 Kasım 2008 Cuma

güzel bir akşam

Ogün arkadaşımız yakışıklı oğlunu ünv. yolladı kutlamasıydı akşamki toplantının amacı... muhabbet çok güzeldi, gerçi hepimiz bir ağızdan konuştuğumuz için anlaşılamayan pek çok konu oldu ama..)) olsun... çok mutluyuz bir arada... vakit nasıl geçiyo anlayamıyoruz... herşeye gülen oluyoruz bir anda... Ogün'cüm başarılar diliyorum Orhun'a tekrardan...
Mevlüde'mizinde doğum günüydü akşam, buradanda kutlayayım güzeller güzelini... Efendim kendisi grubumuzun tek mankenidir... Akşamda bize mini bir defile sundu..))
Anlayacağınız herbişi vardı akşam...güzeldi herşey çok güzeldi..




Köşeye kasıldık mamaları yerken, bir ara jüri bile olduk..)) Tabi jüri başkanı Arzu..))) Gördüğünüz gibi mamalarda süperdi Ogün'cüm döktürmüş su böreğini, mercimek salatasını, susamlı halkaları ve fatoş tatlısını.. (ben adını böyle biliyorum) ellerine sağlık nefisti hepsi nefis....



20 Kasım 2008 Perşembe

Atamızın pek görülmemiş resimlerinden..



Savaş zamanı sanırım.. askeri kıyafetli oldukları için böyle düşündüm...

ayva reçeli

Kayınvaldem, kendisi çok marifetli bir hanımdır.. Ayva reçeli yaptık birlikte misler gibi oldu...ellerine sağlık.. göz kararı yapar herşeyi ee tabi yılların tecrübesi.... bütün çocuklarına verdi kavanoz kavanoz... Beş çocuk annesi azıkcık şeker sorunu var, ama bizlere taş çıkarır alimallah iş güç konusunda... Dilerim çok uzun ömrün olur daha bize çok reçeller yaparsın annecim...
Ayvalar evin bahçesinden... Doğrama işlerini eltimle birlikte yaptık... Annemizde reçeli kaynattı... Bir ay kadar oluyor reçel olalı ama şimdi sıra geldi buraya koymaya...)))




18 Kasım 2008 Salı

Necdet Mahfi Ayral


Sene 1980 Çanakkale araba vapurundayız İstanbul'a Ünv.sınavlarına gidiyoruz arkadaşlarla... aa birde baktıkki arabalıda Necdet Mahfi Ayral ve Zafer Önen , tabi bizde fotoğraf makinası yok, sadece sohbet etmek için etraflarını sardık çok hoşlarına gitmişti ve Necdet bey kendi makinası ile bizleri fotoğrafladı hepimizin adreslerini aldı, inanmıyacaksınız ama bu resimleri bize postaladı... Şimdi rahmetli oldu kendisi nur içinde yatsın... İkiside çok değerli oyunculardır bilmeyenlere söyleyim. Zafer Önen'ninde bugün milliyette bir haberini okudum 87 yaşındaymış gayet sağlıklı görünüyor, Allah uzun ve sağlıklı ömür versin. Haberi okuyunca bu resmi paylaşmak istedim... Resimdeki arkadaşlarımada selam olsun herbiri başka yerlerde şimdi...Ben hangisimiyim Zafer Önen ve Mahfi Ayralın arasından görünen kafa benim..)))

17 Kasım 2008 Pazartesi

kabak çiçeği


Bunlar dolma olmak için hazırlandılar... çok güzel oluyor kabak çiçeği dolması... içine bildiğimiz dolma içini dolduruyoruz birz nazikçe çünkü yırtılıveriyorlar..diziyoruz tencereye...pişiriyoruz....misss.....tavsiye ederim kabaklar çiçek açınca yapın...




kabak çiçeklerinin fonunda kampımız......... artık yok... anılarda...

14 Kasım 2008 Cuma

üç nesil



Bu resimde iki adet Mehmet Salkım var..)))

Çanakkale Seramik Fabrikalarının kuruluş yıldönümünde baba, çocuklar ve torun çalıştı burada olayını canlandırma yapmıştık..))) Kayınpederim, ben, Adnan, Mehmet, Hakan... hoş bir anı oldu...

minik oğlum



Mertim bir yaşında kreşe götürüyordum çalıştığım fabrikada, çok uslu bir bebekti... kreşte o gün doğum günü partisi yapmıştık... Ne masum bakıyor değilmi... Zaman ne çabuk geçiyor dün gibi...

13 Kasım 2008 Perşembe

Mahalli

Dün gittiğim bir ziyarette duyduğum (şiirmi desem tekerlememi ) çok hoşuma giden satırları sizle paylaşmak istedim.... Emetula teyzenin söylediği, Fatma Çandarlı'dan kaydettiğim ...beğenecekmisiniz bakalım..

ÖMÜR DEDİĞİN
Onbeşinde revansın revanbalsın,
Yirmilerinde revansın akarsın,
Otuzunda herderde katlanırsın,
Kırkında sızı iner dizine,
Ellilerde perde iner gözüne,
Altmışında kimse bakmaz yüzüne,
Yetmişinde koy çuvala vur duvara patlasın arkadaş..

eskilerden


Bu resimde annem iki yaşındaymış..
Annesi, babası, amcası,yengesi, amca çocukları ve babaannesi (ortada oturan başında siyah örtülü hanım) birde yakın akrabaları , Amcası doktormuş annemin . Nur içinde yatsınlar hepsi , sanırım resimde şu anda yaşayan tek kişi annecim..Allah uzun ömür versin sana... Onları tanımayı ne kadar çok isterdim... Hele anneannemi.. çok marifetli bir hanımmış... Babaannede çok asil bir aileden geliyor ondan kalan bir sürü antika eşya bana kadar ulaştı...onlara gözüm gibi bakıyorum...

Küçük kız annem gene... Öbür hanımda yakın bir akrabası .. Yöresel kıyafet giydirip resim bile çektirmişler o zamanda... Akrabası olan hanımda iki güzel kızını bırakıp rahmetli olmuş. Annemle aynı kaderi paylaşıyorlar... Sanırım bizim ailede böyle bir yazı var...






Annem babası ile... Sanırım sene 1940 olmalı.. Dedem minik kızının elini ne kadar nazikçe tutmuş... hiç bırakmak istemezdi herhalde... zor yıllarmış o zaman ikinci dünya savaşı, yokluk yılları ama annem beni prensesler gibi büyüttüler diye anlatır hep... belkide erkenden bırakıp gideceği malum olmuşmudur diyorum kendi kendime... Halil Suat Eroğul ismi... çok asil gelir bana ... Ezinenin eski belediye reislerinden dedem... arkada görünen yerde onun dükkanıymış... Şimdiki marketler gibiydi der annem...




Benim anneannem ve dedem .. Düğün resimleri ikiside çok güzellermiş biz tanıma şansına eremedik herikisinide.. dedemiz, annem 13 yaşındayken hayata veda etmiş nurlar içinde yatsın.. Anneannem de benim büyük kardeşim doğmadan dört gün önce gitmiş dedemin yanına..ismi bana kalmış.. bu güzel insanların eminim bize yansıtacak çok güzel şeyleri vardı..yine eminimki onlarda bizi görmek isterlerdi...bir evde büyüklerin olmasının yada ne bileyim yakında olup torunlarıyla ilgilenmesinin ne demek olduğunu ben evlenince anladım, çocuklarım olunca annemin yada eşimin annesinin babasının yaklaşımlarını görünce keşke bizde böyle ortamda büyüseydik dedim defalarca.. Evden azarı işitince kaçıp arkasına saklanacak bir nine yada dede olmalı insanın yaşamında değilmi.. Annem tek evlat birde üstelik.. Ama kader işte.. Annecim erkenden onları kaybetmiş ne acı... Allah rahmet eylesin ikisinede...

Fazla duygusal oldu galiba bugün, ne zamandır bu resimleri koymayı planlıyordum bloğuma fotoğraftan çektiğim için parlak çıkıyordu resimler sonra flaşını çalıştırmadan çekince daha iyi oldu. Bir dolu resim var elimde bunlara benzeyen zamanla onlarıda yayınlayacağım. Çocukluğumdan beri elime alıp saatlerce bakardım bu resimlere, hayaller kurardım dedemle ve anneannemle ilgili hiçmi görmeyeceğiz onları diye düşünürdüm... işte böyle...










11 Kasım 2008 Salı

düğün



Cumartesi akşamı Balıkesirde düğündeydik, arkadaşlarımızın oğlu evlendi Allah mesut etsin... Çağrı ile Işıl bu gelinle damat çok yakışıyorlar birbirlerine değilmi ? oğlumuz denizci kılıçların altından geçmeden az önce ben çekiverdim bu resmi. Çok güzel bir düğün oldu biz gençlerden daha çok eğlendik galiba..))) Bir taraftan Allah bizede göstersin bu mürvetleri diye dua ettik bir yandan oynadık... Bir yastıkta kocasınlar derim....

10 Kasım 2008 Pazartesi


Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur. Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir. İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

6 Kasım 2008 Perşembe

Nilay gecesinden enstanteneler....


Ay duvak gibin oldu .... Meralcim hadiya bak yakışacak beyazlar...
Anladın sen onu....)))


Meral kız valla her karede varsın.. Arzu'cumun önüne geçmişsin yav..

Nilay gecesinden enstanteneler....

Biz kankaları olarak tabiki hak etmiştik postişe sarılmayı...

Arzuyu görünce kurdumdan bende sarındım...))) mest olmuşum baksanıza.... Nilaya diye alındı ama postiş bizim elimizden düşmedi yani..)))

Nilay gecesinden enstanteneler....


Nuran kız neden düşünemedik senin gecende bu postişi biz....nasılda yakıştı sanada.... Meralimizde bütün fotojenisini dökmüş ortaya valla porselen makyajmı yaptırmış ne hiç dikkat edememişim o akşam Gülbincimde kendinden geçmiş oynarken..... güzeldi o akşam herşey çoooook güzeldi beya.....

5 Kasım 2008 Çarşamba

kavanozları süsledim



Bunlar mutfakta kullandığım kavanozlardı vakumlu kapaklı olanlardan... kapakları kırılınca bende böyle süsledim nasıl olmuşlar..))) valla herşeyleri böyle süsleyesim var bu günlerde.... dantelde yapabiliyomuşum ben..))) artık örer örer burada yayınlarım...

Obama

Sabah çok erken uyandım tv kanallarının hepsi Amerikadaki seçimin sonuçlarını veriyordu Obama kazanmış, bütün eyaletlerde insanlar meydanları doldurmuştu, heryandan canlı yayınlar yapılıyordu...Obama halka hitaben konuşmasını ,ailesi ile halkı selamladıktan sonra yaptı... Çok güzel bir aile tablosu gördüm ben Obama'ları dilerim tüm dünyaya yayacak kadar pozitif enerjileri vardır.. Çünkü sadece Amerika'nın değil tüm dünyanın ihtiyacı var bu enerjiye.....

2 Kasım 2008 Pazar

günlük..

Cuma günü doktor işim uzun sürdüğü için devamını yazamadım, kan tahlili istemişti doktor, kan değerlerim düşük çıktı ve altı aylık bir tedavi verdi. Benim çocukluğumdan beri kansızlık problemim vardır, ihmal ettim aslında çoooook önceleri baktırmam lazımdı. Sevindirici yanı bir sağlık sorunu olmadan gidip kontrol ettirdim bunada çok seviniyorum...Hafta sonumuzu Küçükkuyumuzda geçirdik, canım Nimet'cim ve Cavit abicim bizi çok güzel ağırladılar kendi evimizde gibiydik. Sağolsunlar çok iyi arkadaşlarımızdır kendileri buradan selam olsun ikisinede. Orada bir sürü dostumuz var çok şükür, Selçuk ve güzel eşi Melekimiz de bizi bırakmadılar tabi cumartesi sabahı Yeter teyzemizin pişileri eşliğinde süper bir kahvaltı ettik, sonra hepbirlikte limanda herhalde hiç oturmadığımız kadar uzun bir süre oturduk dimi Nimet..?? Melissa'mızı Sevinc'imizi görmeden gelirmiyim gittim eve ya nasıl büyümüş iki ayda boyu uzamış tay tay durmaya başlamış güzeller güzeli, öptüm sevdim o benden ben ondan ayrılmak istemedik ... Bugünde yani pazar günü yani 2 kasım günü denize girdik ..))) valla balıklar bizi özlemişler hatta ahtapotun biri takılıp geldi Cavit abinin arkasından sahile..))) eşim hiç korkmaz aldı eline attı sahile ama bizler kıyamadık ölmesine, tekrar denize bıraktı...Nimet'cim yapıvermiş basma börekleri, sahilde yedik denizi izleye izleye.. ellerine sağlık ... sonrada çıktık geldik Çanımıza...böyle işte..