22 Ekim 2010 Cuma

Hoşgeldin Alp Bebek

Ailemize 20.10.2010 tarihinde katılan Alp bebeğimiz ve güzel annesi Gül Pazarbaşı...
Uzun ve sağlıklı bir ömrün olsun bebiş..



Çok tatlı bebeğimiz...mis gibi kokusu, huzurlu bir görüntüsü var...maşallah diyorum....
Eşimin kızkardeşinin torunları her iki bebekde...çifte sevinç yaşandı bir haftadan beri... herkes çok mutlu bu ara bizde.... dilerim bebekler herkese şans getirir...

17 Ekim 2010 Pazar

Hoşgeldin Begüm bebek


Erhan ve Aylin Pazarbaşı'nın bebekleri Begüm, daha bir günlük resimlerde, ona uzun ömürler diliyorum kocaman ailemize hoş geldin diyorum. Çok özlemiştik bebek kokusunu, misler gibi maşallah ... Yeni doğan hep bir umuttur, güzelliklerin habercisidir, yepyeni bir hayatın başlangıcıdır, uğurdur, sevinçtir, mutluluktur. Şanslı, sağlıklı ve sevgi dolu bir ömrü olsun.




5 Ekim 2010 Salı

anılar

Bugün Çanakkale ye gidip geldik. Yol boyunca trtfm bize eşlik etti. Sabah ki programlarda bir kitap tanıtılıyordu "bizimde renkli televizyonumuz vardı" ismi...80 li ve 90 lı yılları anlatan bir kitapmış.. yazar, Onur Gökşen , kitap hakkında konuşulurken bende kendi çocukluk yıllarımı düşünmeye başladım ve inanın konunun devamını dinleyemedim... Buzdolabının evimize ilk geldiği gün geldi aklıma, annem mutfağa koydurmamıştı "salonda durmalı" demişti çünkü en önemli eşyamız olmuştu bir anda, buzdolabı..))) komşular hediye bile getirmişlerdi buzdolabımıza, kimi sapına asmak için el örgüsü karanfil yapmış, kimi üzerine örtü işlemişti...içine koyacağımız yiyecekler için kap getirenler bile olmuştu, sanırım 73 senesiydi o yaz ne güzel geçmişti buz gibi su içebilmiş, buz gibi karpuz yer olmuştuk, babanın rakısı için buz istemeye her akşam komşulara giden ben, en çok bu sıkıntıdan kurtulduğuma seviniyordum iyimi..))) evimize alınan ilk beyaz eşyamız buzdolabımızı, televizyon takip etti tabi. Televizyonumuz yokken sürekli tanıdıklara film izlemeye giderdik ve en çok yatarak film izlemek nasıl olur acaba diye merak eder dururdum ..)) çocukluk işte. Salı akşamları Türk filmi olurduya bir dönem, hiç bir yere gitmez kimse gelmesin diye de dua ederdim. Hele birde kaçak diye bir dizi vardı üffff sokaklar boşalırdı. Reytingten hiç haberimiz olmadığı dönemlerde meğer reyting rekorları kırılıyormuş. Kökler, zengin ve yoksul, dallas, jack, daha aklıma gelmeyen diziler, diziler... Dizi izleme hastalığımız taaaaaaa o zamanlardan. llk çamaşır makinamızda, annemle beni çok sevindirmişti...hover marka satrafüjlü .. annem arçelik diye tutturmuş ama baba, arkadaşımdan alınacak diye tutturup hover marka çamaşır makinasını getirivermişti eve... Elde çamaşırdan kurtulan annecim çok mutlu olmuştu. O zamanlar alınan eşyanın kıymeti vardı, anlamı vardı.
Ben çocukken köşesi yapayım bari... çocukluğumun geçtiği Ezine'ye ve seferşah mahallesi, sakarya sokağa bir kucak dolusu selamlar sevgiler... orada o kadar çok anılarımız varki .... ara ara yazmak lazım unutmamak adına....