31 Mayıs 2009 Pazar

Karadenizliler toplandı



Bugün, yani mayısın son günü, yaza bir kala,Çanakkale Geleneksel Karadenizliler Bahar Şenliğindeydik... Çanakkale yöresindeki bütün karadenizliler toplandılar çok güzel bir etkinlik, 6 yıldır oluyormuş biz bu sene katılabildik ama daha önce gitmediğime çok pişman oldum. Organizasyon çok iyi idi, katılım çok çok fazlaydı ve herkesin ortada horon oynadığı bir şenlik, ben hiç görmemiştim hayretle ve çoşku içinde horon izledim bugün, oynamasınıda biraz çözdüm galiba..))) Sunucularını dahi memleketlerinden getirtmişler, on bin kişilik pilav var dediler kırk kazanmış ve herkes doyuncaya kadar bulgur pilavı yedi, kimler pişirdiyse ellerine sağlık çok lezzetli olmuştu. Ayran ve pilav ikramı sürdü şenlik boyunca ...

Bizdede yarı yarıya karadenizlilik var kayınvaldemin babası, Trabzon'dan gelmiş Çanakkale'ye yani eşim yarı yarıya laz oluyor..))

Dernekleri var ve bu dernek kanalı ile etkinliklerini her yıl daha güzel hala getiriyor ve katılımı arttırıyorlarmış. Bugünkü program için uzun zamandan beri hazırlık yapılmış, aksaklıkların en aza indiği güzel bir organizasyonun içindeydik tertip edenlerin ellerine ve yüreklerine sağlık.

Biz üç aile gittik resimde görüldüğü gibi ..)) hepimizin çocukları artık büyüdüğü için altı kişilik bir grup olabildik..)) Çocuklar küçükken gittiğimiz piknikleri andık bugün sanki dünden bahsediyor gibiydik ne çabuk geçmiş zaman saçlara düşen aklardan başka pek bir değişiklik yok aslında değilmi..))
Sanki Çan'da kimse kalmamış gibiydi o kadar kalabalıktı yani...






Dedeyi görünce bastım düğmeye. Sakalları ne güzel değilmi pamuk gibi..
Bütün gün gezindi durdu orada... Karadenizlimiydi yoksa civar köylerdenmiydi bilmiyorum ama tonton dedeyi çok sevdim ben..))













Pamuk helvaya bayılırım biliyormusunuz? ama şimdi fark ettimki almamışım bugün, sanırım çok yiyecek olduğu için aklıma gelmedi... eve gelip resimleri görünce canım istedi..)))












Karadenizden gelen yiyeceklerin ve hatıra eşyalarının satıldığı bir bölümde vardı... ben peynir ve tereyağı aldım...





















Zeynep Başkan herkesi çok çoşturdu, onun yarışmaya katıldığı zamanı hatırladım hemen .. ne güzel devam ediyor sanat yaşamına. Çokta başarılı yolu açık olur inşallah... Cerrahpaşayı yazdım kağıt mendile istek yapmak için, aaa birden çalmaya başlamazlarmı? ben daha istek kağımı ulaştıramadan olunca bu durum pek hoşuma gitti doğrusu... çok hoş bir kız Zeynep Başkan çokta güzel bir program yaptı bizlere...






İsmail Türüt en son çıktı sahneye.... Kendi türkülerinden, karadeniz türkülerinden sunduğu güzel bir programdı ...

30 Mayıs 2009 Cumartesi

buz tabak


Fikir olur diye yayınladım bunu buzdan tabak yapıp içine meyve dolduruyorsunuz değişik bir sunum..buzdan tabak nasılmı yapılıyor? çok basit içiçe tabaklar vardırya servis için kullanılan, onların ikisini içiçe koyuyoruz araya su dolduruyoruz gül yaprakları filanda ilave ediliyor süslü olsun diye, sonra doğru buzluğa donunca çıkarıp içine meyve salatası yada meyveleri olduğu gibi dolduruyoruz bu kadar... hadi deneyin akşama kirazları, erikleri buzdan tabakta getirin sofraya ne dersiniz... Hacer ablam bize hazırlamıştı bu tabağı kulakları çınlasın..... bahçesinin güllerinden de içine süslemiş canım ya ne güzel bir akşamdı....

26 Mayıs 2009 Salı

şöhretler maçı


Çan sivil toplum platformunun düzenlediği etkinliklerin içinde, şöhretler maçıda vardı. Takımda eşiminde olması nedeniyle oradaydım ve bol bol resim çektim. Kırk yıl önceki takım arkadaşları bir arada olmanın sevinciyle birbirlerinim saçlarına, göbeklerine bakıp gülüyorlar, birbirleri ile dalga geçiyorlardı. İçlerinde değişmeyen pek kimse yok gibiydi. Kaptan Ali'miz bir açış konuşması yapıp aramızda olmayanların kulaklarını çınlattı, ebediyete intikal edenleri rahmetle andıktan sonra maçı başlattılar onbeş dakikada bir dinlenme ve su molası ile galiba dört devrede bitti maç ..)) uzun zamandır görüşmeyen Çan dışındaki arkadaşlarında toplandığı güzel bir gün geçirildi tertip edenlerin emeğine sağlık. Her yıl düzenlemeyi düşünüyorlar bu etkinliği.











Menderes parkında önce toplanıp sohbetler edildi geçmişteki anılar tazelendi eşim çok mutlu oldu o gün...

















Orhan, Şerafettin Yanık, Kaptan Ali, Eşim, Nizamettin Eren benim bildiklerim bu resimde....













İsmail Kayhan, Bülent Issı, Eşim çocukluktan beri arkadaşlar inşallah daha uzun yıllar görüşmek nasip olur....













Maç başlamadan önceki seremonideler....















Çokta sıcak bir gündü ama onlara sıcak vız geldi......

















Kaptan Ali takımları gözden geçiriyor...

















Canım eşim...



















Bu kareyi yakalamak için çok uğraştım...ben trübünden çekimin bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim keşke sahadan çekseydim ... Gol atarken yakalayamadım mesela ....





Bülent Issı, Turgut Güder, Mustafa Salkım (eşim), Faik Encür, Mustafa Çekmece, Şerafettin Yanık...

Şöhretlerin bir kısmı..)))

21 Mayıs 2009 Perşembe

çiçek


Onbiray çiçeği cinsinden her rengi var çiçekçide, kayınvaldemde pencereyi süslüyor bende alacağım evime ama dayanamayıp resmini çekiverdim ... Arka plandaki bey kayınpederim oda poz vermiş bana..)) güzel bir resim oldu böylece.... Dayanıklı bir çiçek ve sürekli açıyor tavsiye ederim... ismi konusunda yanılıyor olabilirim tekrar sorarım çiçekçiye....

parfüm

























Biz kadınların vazgeçemediği kozmetiklerden biride parfümler değilmi?
Orijinal parfümler ile ilgileniyorsanız buraya tıklayabilirsiniz...
Efendim benim büyük oğlum yapıyor bu işi ... banada mail atabilirsiniz istediğiniz ürün hakkında....

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Hacılaraltında

Eşimin sınıfı... piknik yapmak istemişler Hacılar altında beraber gittik, çocuklar enerji dolu tabiki, hepsi hoplamak, zıplamak istiyor onlara ayak uydurayım derken yorulduk tabi ama çok güzel bir gün geçirdik.

Akıllı çocuklar, pırıl pırıllar. İnşallah hepsini güzel yerlerde göreceğiz bu yüzden resimlemek istedim ve bişilerde yazmak istedim tabi, eşim bu sınıfın yazılı kağıtlarını okurken nasıl keyifleniyor bilemezsiniz benim sınıf gene çok iyi diyor her seferinde bendende kocaman aferim çocuklar, hak ediyorsunuz piknikleri, gezileri hep güzel olsun hep aydınlık olsun hayatınız dilerim....

Hacılaraltı burnumuzun dibinde bir yer, hep piknik alanını bilirdik meğer iç taraflara gidilince ne güzel yerleri varmış, şelale olduğunu bilmiyordum mesela. Yemyeşil heryan birde su akıyorsa daha ne olsun. Ama biz insanlar gerçekten doğamıza karşı çok acımasız davranıyoruz, nasıl kirletmişiz oraları görseniz içiniz acır koskoca bir çınar ağacının içinde ateş yakmışlar inanamadım görünce asırlık agaç direnmiş yanmamış ama içi kapkara olmuş.


Kurbağa yavrusu bunlar, doluydu suyun içi bende bastım düğmeye bize misafir gelin dedim....))















Minik şelale ....
















Havuz olmuş suyun döküldüğü yer....
















Asıl şelale budur....






















Hoca olmak kolay değil yedirdi, içirdi, top oynadı çocukları ile ... pek mutlu oldu Mustafa hoca...

19 Mayıs 2009 Salı

İyiler erken ölür...



“Birini ay çağırır yanına, öbürünü uçurumlar, bir diğerini denizler... İyiler hisseder önce iyiliklerine bu hayatta yer olmadığını... Ama acı verir onlara iyiliklerini karanlık bir yerde gizlice terk etmek... Bu yüzden ne kadar acı verse de, ait olmadıkları bu dünyayı herkesten daha çok ciddiye alırlar... Geride kalanlar bilmeseler de onların incitilmiş kalpleri sayesinde yaşadıklarını... Sonunda iyiler erken ölür...” Cezmi Ersöz

Türkan Saylan hanım için ne kadar uydu bu yazı değilmi..??? Işıklar içinde yatsın, bütün Türkiye'ye örnek bir yaşam, bir mücadele, bir duruş ki hepimize nasip olsun... Cenaze törenini izlerken tv de ...bunu izlemeliler başka söze gerek yok diye düşündüm... Yurdumuzun dört bir yanından aktı milyonlar İstanbul'a... Bir pankart gözüme ilişti.. Güle güle ATATÜRK'ün kızı yazıyordu.... Evet güle güle ATATÜRK'ün kızı güle güle...

18 Mayıs 2009 Pazartesi

BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Bir gemi yanastı Samsun'a sabaha karsı,
Selâm durdu kayıgı, caparı, takası,
Selâm durdu tayfası.

Bir duman tuterdi bu geminin bacasından, bir duman,
Duman degildi bu!
Memleketin ucup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir degil!
Sarılan anayurda,
Kemal Pasanın kollarıydı.

Selâm vererek Anadolu cocuklarına
Cıkarken yuce komutan,
Karadeniz'in hâlini gormeliydi.

Kalkıp ayaga ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemal Pasa
Ardından gurleyip giderlerdi.
Erzurum'a kadar.

Bu ne inanctı ki, Kemal Pasa
Atının teri kurumadan
Sürüp geldin yeni yeni savasların pesinde
Cahit KULEBİ

Güller






Apartmanımızın bahçesindeki bütün güller açtı şahane bir görüntü var bahçede...sizlerle paylaşmak istedim....

17 Mayıs 2009 Pazar

Türkan Saylan'ı kaybettik


İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Servisi'nde uzun süreden bu yana tedavi gören ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, bugün sabah saatlerinde hayatını kaybetti.

Saylan'ın vefatının ardından ÇYDD Genel Merkezi yazılı bir açıklama yaptı. ÇYDD'den yapılan açıklamada Saylan'ın saat 04.30 sıralarında vefat ettiği bildirildi.

Açıklamada, "ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, bugün saat 04.30'da vefat etmiştir. Çok sevdiği ülkesinin çocuklarında, gençlerinde ve yol arkadaşlarının yüreğinde hayallere, düşünceleri, ilke ve değerleri ile yaşamaya devam edecektir. Ülkemizin başı sağ olsun" ifadeleri kullanıldı.

Parkımıza misafir gelmiş





Parkımıza rağbet çok bu günlerde ..ben size gençleri anlatırken kaplumbağada girdi bir ucundan parkın, yazımı bitirip kontrol edene kadar baktım öbür ucundan gidiyor... birde kaplumbağalar yavaş hareket eder denir kim demiş? jet gibi gitti vallahi..)) Çıkışta yakaladım beni hissedince durdu poz verdi ya... Kabuğunun içine ön ayaklarından birini çekemediğini farkettim yakından bakınca bir uzantı var gibi geldi ayak ucunda, meğer sakız yapışmış ben ne diyiyeyim bu insanlara bilmemki... çevre bilincini nasıl oluşturacağız, nasıl duyarlı olacağız ?... İzliyorum çocukları çoğu kere parkta oynarlarken sürekli oradaki eşyalara zarar verme eyilimindeler. Eğer hiç birşey yapamıyorlarsa bitkileri yolup atıyorlar yada ağaçların dallarını kırıyorlar boyları yetmeyenler çimleri yoluyor eşeliyor. Bazılarının anneleride yanı başlarında oluyor işin kötüsü. Önce anneleri eğitmek gerek belkide annelerin annelerini yada babalarını... topluma bunu öğretmeliyiz çevre biz korursak güzel olacak...

Sonra kaplumbağanın ayağındaki sakızı temizledik ve evimizin arkasındaki dağlık alana bıraktık doğal hayatına geri döndü yani... Dahada gelmez parka artık....)) gelmesinde zaten...

Gençlerimiz

Evimizin önündeki parktan daha önce sizlere söz etmiştim, bütün Karşıyaka mahallesi faydalanıyor parkımızdan, çocuklar için oyuncaklar, büyükler için spor aletleri, aynı zamanda oturma yerleri, çiçekler, ağaçlar, tatlı su çeşmesi daha ne olsun değilmi? Bunca güzelliği kullanmak kadar korumakta önemli. Dün akşam balkonumuzda bu güzel parkımıza karşı sefa niyetine otururken dört genç arkadaşımızın parkımıza geldiğini gezindiğini gördüm ne güzel gençler bile tercih ediyor burayı diye dşünürken birde ne göreyim yedikleri çekirdeklerin kabukları yerlere atılıyordu çöp kutusu diplerinde durmasına rağmen. Balkondan onlara seslenmeyi düşündüm çocuklar lütfen çöp kutusuna atın kabukları diye ama yüksek okullu olduklarını zannettiğim gençleri mahcup etmemek için sustum. Keşke susmasaydım hava serin diye içeriye girdik sonrada ben onları unuttum taki sabah tekrar balkona çıkıp oturdukları bankta içtikleri gazoz şişesi ve bardaklarını bile bıraktıklarını görünceye kadar. Şimdi yüzlerini hatırlamaya çalışıyorum bir yerlere şikayetmi etsem acaba diye... Parkımız o kadar temizki nasıl kıyıpta o pislikleri orada bıraktıklarını bir türlü aklım hafızam almıyor. Ben onları utandırmamak için seslenemediğime yanıyorum şimdi. Ama nerde görürsem göreyim onlara edecek iki çift lafım cebimde.... pazar günüm böyle başladı bakalım devamında neler olacak..)))

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Pusat bebeğin mevlütü oldu



Allah analı babalı büyütsün, yaşı uzun olsun, büyük adam olacak kesin..))) çünkü sülale çok uzun boylu... Bu arada ilk ürünlerim görücüye çıktı bebişimizin mevlüdünde ve çok beğenildi...bende çok mutlu oldum tabiki...şimdi umutla kız bebek siparişi almayı bekliyorum onlarda bir görünsün bakalım... Sanırım oğlan senesi bu yıl hiç kız bebek haberleri gelmiyor...

15 Mayıs 2009 Cuma

Hatırladığım tek oyuncağım



Dün TRT fm de konuşuluyordu İstanbul Oyuncak Müzesi Denizli'deymiş, Sunay AKIN kurdu biliyorsunuz müzeyi, en çok görmek istediklerimden ilk sıradadır, Çanakkale'yede gelecekmi bilmiyorum ama, bir düşünce aldı beni çocukken oyuncaklarım nelerdi diye... bu tek fotoğrafım oyuncağım ile, belki daha bir sürü oyuncağım olmuş olabilir ama hatırladığımda bu nedense...Rengi sarıydı bebeğimin ve elinde bebeği olan bir anne kendisi. Sürekli elimde duruyordu hatırladığım, naylondan bir bebek... elleri, kolları hareket etmiyordu bu yüzden elbise filan giydirme gibi bir durumda olmuyordu. Kullanışlı bir bebekmiş galiba..))) Masrafsız ne güzel..Elbisemde mor renkliydi bu arada belirteyim...Annem örmüştü...İleriki yıllarda sökülüp bana hırka olduydu galiba...Eskiden böyleydi hemen öyle yeni yün alınıp örülmezdi eskiler değerlendirilirdi...Oyuncak Müzesi beni nerelere götürdü gördünüzmü...)))

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Fark etmeli

CAN YÜCEL’DEN....

Farkında Olmalı İnsan...
Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.
Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen...
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını
Fark Etmeli.
Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını
Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını
Fark Etmeli.
Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu
Fark Etmeli.
Henüz Bebekken 'Dünya Benim!'Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı
Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların 'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum
İşte!'Dercesine Apaçık Kaldığını
Fark Etmeli.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Fark Etmeli.
Baskın Yeteneğini
Fark Etmeli Sonra.
Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini,
Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini
Fark Etmeli İnsan
Ve Ölmeden E vvel Ölebilmeli. ?
Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte
Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini
Fark Etmeli.
Eşref-İ Mahlûkat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu
Fark Etmeli.
Ve Ona Göre Yaşamalı.
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü
Fark Etmeli.
Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde
Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını
Fark Etmeli.
Eşine 'Seni Çok Seviyorum!' Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü
Fark Etmeli.
Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini Ama Arka
Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu
Fark Etmeli.
Zenginliğin Ve Bereketin Sofradayken Önünde Biriken Ekmek
Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini
Fark Etmeli.
FARK ETMELİ.
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

bistüyer...




Gülbin Demirhan'dan anneler günü yazısı

ANNE!

Bugün Mayıs ayının 2. Pazar günü….Bugün Anneler Günü…

Anne olmak ne demek diye düşünürüm hep.

Kadınların hayatının anne olmadan önce, anne olduktan sonra diye keskin bir çizgi ile ayrıldığını düşünürüm.

Öncesinde ne ve nasıl olursa olsun duygularınız, anne olduktan sonra bambaşkasınızdır.

Önce kaybetmekten korkmayı öğrenirsiniz, sonra ölmekten korkmayı.

O cesur kadın gider, yerine “çocuğum çok küçük daha, ölürsem kaldıramaz bunu!”diye düşünen biri olursunuz.

Hep onaylanmak istersiniz “Yaptığım doğru mu? İyi anne miyim?”

Ve tüm çocuklar için endişelenmeyi öğrenirsiniz!

Ya bizi anne yapanlar!

Ya hep uzakmış gibi durup, bunu kabullenip bizimle birlikte sabahlara kadar uykusuz kalanlar!

Günlerdir analar ağlıyor bir toprak yığınına sarılıp karşımızda.

Karnında bebesiyle, hastalanan diğer çocuğu hasım ailenin oğlu olan kocasından diye artık istenmeyen, sürekli ağlayan kadın da “Anne”!

“Can yoldaşımdı O, bana hiç kötü davranmazdı”dediği yazıyor gazetelerde kocası için ve “ artık ne olacağını Allah bilir” diyor bayılmadan önce!

Hasım ailenin oğlu koca, “korkuyorum, karnındaki bebeyi benden diye alabilirler” diyor!

Artık hepimizin kim olduğunu bildiğimiz Münevver’in annesi de “Anne”, aranan Cem’in annesi de!

Ve bugün kimbilir kaç “Anne” kendisine gelecek hediyeyi düşünürken, bilmemkaç taksitli olduğu günlerdir reklam edilen hediyeleri beklerken yıllar yıllar önce bir kişinin burnunu kanatmadan idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin’ in anneleri de “ANNE”

Oğlumun mutlu sesini duymaktan başka bir isteğim yok bugün. Hediyem, başka günlerde de aynı coşku ile “anneşşş” diyecek sevgiyi taşıdığını bilmekten başka bişey değil.

Anasız kalan çocuklar, çocuksuz kalan analar diyarı ülkemde özel günlerin tadı yok!

10 Mayıs 2009 Pazar

Terzialan dağlarından çiçekler

Terzialan doğa yürüyüşü sırasında yolun iki yanında bize şaşkın şaşkın bakan çiçekler...)))
İnşallah onları fazla incitmeden tamamlamışızdır yürüyüşümüzü...
Dağdaki hayvanlar hiç çıkmadılar yolumuzun üstüne, nerelere saklandılar bilemem ama çiçekler yere bağlı oldukları için tüm güzellikleri ile bizi izlediler...




Doğa yürüyüşünde...

Terzialan Dağcılık Kulübünün düzenlediği doğa yürüyüşündeydik bugün arkadaşlarımızla... Resimde de görüldüğü gibi herkese tişört ve şapka dağıtıldı. Yürüyüşün başlanacağı noktaya araçlarla götürüldük. Oradan beldeye kadar doğa ile başbaşa bir yürüyüş başladı, katılım çok yoğundu, hatta bebeklerini alıp gelenler bile vardı. Yokuş aşağıya yürüdük sekiz km. kadar. Hava sıcaklığı aktivite için çok uygundu. Dere kenarından devam eden yolun sonuna doğru etkinlik alanı hazırlanmıştı. Çınar ağaçları ile dolu olan alanda pilavlar yenildi, gösteriler yapıldı, geleneksel hale getirilen yürüyüş bu sene üçüncü kez yapılmış.
Terzialan dağcılık kulubünü bu güzel etkinlikden dolayı kutluyorum. Unutulmaz bir gün yaşadık mayıs ayının onunda ve anneler gününde...

Terzialan'da biz aynı bölgeye mantar toplamaya yada piknik yapmaya gidiyorduk ama yürüyüş parkurunun olduğu yerleri daha önce görmemiştim, olağanüstü güzel bir manzarada devam etti yürüyüşümüz, yokuş aşağı gittiğimiz içinde manzarayı izleme imkanımızda oldu.

Binbir çeşit çiçeklerin, yeşilin her tonunun etrafımızı sardığı güzergahta yürürken vaktin nasıl geçtiğini anlayamadık.

Bir sürü çiçek resmide çektim ama sonraki günlerde yayınlarım....

Yakınımızda ne kadar güzel yerler olduğunu bugün birkez daha gördük.