25 Temmuz 2010 Pazar

çok çevreci bir hareket...

burada nasıl yapıldığını anlatıyor bir dolu yapıp evde hazır bulundurmak lazım alış verişe giderken kullanmak için.... ekip kurup hemen yapmalıyım ve bunu bir hastalık gibi herkese bulaştırmalıyım....

23 Temmuz 2010 Cuma

Ormancı

Evimizin arkası minik bir dağa bakıyor, dağın üst kısmı dikim sahası, çeşit çeşit çam ağaçları dikilmişti on yada onbeş yıl önce, anlayacağınız minik bir ormana oldukça yakınız ama bu ormanın yakınındaki hatta bitişiğindeki makilik alanı temizleyip bahçe haline getirdiler, herkes kendine yetecek alanı söküp temizliyor ve marul, soğan, ıspanak ...mevsimine göre sebze yetiştiriyor çok yamaç bir yer olduğu için yağmur yağdığında toprak kayıp aşağıya dereye doğru sürükleniyor çıplak alanın olacağı bu tabi, bir kaç yıl sonra ekip dikecek toprakta kalmayacak. Bir kaç yıl önce Orman dairesini arayıp bu makilerin sökülmesinin doğru olup olmadığını sormuştum hatta söküp götüren biri vardı o arada ihbar etmek amaçlıydı telefonum ama ilgilenen olmamıştı ve çok üzülmüştüm, yakınımızdaki bu doğal ortam yok olup gidiyor diye. Geçen sabah bir ağaç kesme aletinin sesine uyandık, aşağı yukarı on gündür duyduğum bu ses beni çok rahatsız etti. Ben makilik alanda kesim oluyor diye hemen orman dairesini aradım, telefonu açan bey'e olanı biteni anlattım bana dediki bizim orada dikim sahamız var, temizlik işçileri çalışıyor orada ama ben hemen gelip bakacağım ve size tekrar döneceğim dedi valla ne yalan söyleyeyim tekrar arayacağını hiç sanmıyordum ama aradan on dakika gibi kısa bir zaman sonra aradı beni tekrar bilgi aldı ben geldim oradayım bakıyorum aksi bir şey varmı diye dedi. Onbeş dakika sonra tekrar aradı ve orman işçilerinden geliyor o ses merak etmeyin zannettiğiniz gibi bir durum yok dedi nasıl memnun oldum anlatamam ön yargılı olarak aradığım içinde kendimden utandım açıkcası. Beni bir çay içmeye davet etti orman dairesine ama zaman bulup gidemedim henüz bende Çan Çevre Gönüllüsüyüm diye kendimi tanıttım karşılıklı bu duyarlı davranışlarımızdan dolayı teşekkürler edip kapadık telefonu. Sonra Çan Çevre Gönüllüsü arkadaşım Salih Canan'a anlattım bu olayı beraber gidelim hem memnuniyetimizi bildirir hemde bilgi alırız diye düşünüp haftaya gitmek üzere sözleştik. Gidip bilgi alalım tekrar yazacağım size.

22 Temmuz 2010 Perşembe

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Kendi hayatlarımızın hırsızı olduk



En son kendinizle ne zaman konuştunuz.?
Sesiniz size neler soyledi?
Hatırlamıyor musunuz? yoksa siz kendinizle hiç konuşmaz mısınız?
Kalabalıklar arasında yaşadığınızı zannederken, başka hayatların aldatıcı görüntüleri sizin gözlerinizi boyar, o hayatların çıngıraklı sesleri kulaklarınızı sağır mı eder?
Bugünlerde herkes mutsuz. Çünkü kimse kendisiyle konuşmuyor.
Yaşamında hep başka insanların sesleri, sözleri, yüzleri var. Başka yaşamların özentisi var.Herkes kendi hayatının hırsızı olmuş. Ve herkes kendinden çalıyor.Kimse kendisiyle kalmak istemiyor.Ben yalnızlığımı çok seviyorum.
Kendimle konuşmaları seviyorum.Her sabah yeni bir yüzle uyanıyorum...
Sonra gün başlıyor. Ve ben de baslıyorum. Neye mi?İnsanları izlemeye.Yakın çevremde bulunanların hayatlarına katılmaya, o inanılmaz temponun içinde onları kaybetmemeye, onları bir yerlerden yakalamaya çalışıyorum.Sonra sıra kendime geliyor.
Küçük bir kahve molası verip, en sakin yere gidiyorum. Kendimle... Ve şöyle bir kendimi yokluyorum; neler yaptık, neler konuştuk, neler eksildi, neler fazla...
Ve o küçük an bile yetiyor “kendimle” bana...Eksiler artılardan fazla da olsa, kendimle konuşabildiğim, kendi sesimi duyabildiğim için mutlu oluyorum.Ama bazen selamsız ve sevgisiz yüzler görüyorum...
Hiç gülmüyorlar.O insanların gözleri görmüyor, o insanların kulakları duymuyor.
Benim bu deli deli atan yüreğim, beni çabuk mu eskitecek acaba?
Acaba o “selamsız” ve “sevgisiz” yüzlerden daha mı çabuk yaşlanacağım ben.Hayır yaşlanmayacağım...
Çünkü ben kendimle hep konuşacağım.
Siz hayatınızın hırsızlıklarını biliyor musunuz? Bilmiyorsanız hayatınızdaki kalabalıklardan sıyrılıp kendinizle konuşun.
Sevin ve sevdiklerinize değer verin. Yaşamı onlarla paylayın. Çünkü rüyalar her zaman insana gerçeği hatırlatmıyor...
Geç kalmışlıkların pişmanlığı yaşamınızda hiç olmasın...

Handan Güner

13 Temmuz 2010 Salı

çantam on marifette....


çantam
çantam
Bu kumaş çanta evde vardı ben üzerini süsledim sadece, japonya manzaralı kumaş annemin çocukluk elbisesinden kalmış, tam denk geldi çantanın üzerine. Mahalle bakkalına giderken yada market alışverişlerimde bu çantayı kullanıyorum ben başladım poşet ile mücadele etmeye örnek olayım diyede buradan yayınlıyorum...
Spacer
http://www.10marifet.org/5

9 Temmuz 2010 Cuma

ne okuyorum

PatasanaHititler dönemi ile bugünden bir olayı beraber anlatmış Ahmet Ümit henüz yarısındayım kitabın ama çok güzel bitmeden tavsiye etmek istedim sırada ise Babı Esrar var aynı yazardan... Yaşdaşım sayılır Ahmet Ümit, aynı müfredatı okumuş olarak yazdıkları beni çok sarıyor, yıllar önce Gülbin arkadaşım bir kitabını bana vermişti okumak için (Sis ve Gece) son kitabı da çok sevildi en kısa zamanda alıp okuyacağım (İstanbul Hatırası)

Bu arada yeni bir şey yapmak istiyorum, kendi keşfim değil ama çok güzel buldum olayı kitap kulübü gibi bir şey aynı kitabı okuyoruz sonrada onun üzerinde tartışıyoruz ne dersiniz? kimler katılır bana bu konuda bilmiyorum ama boşa zaman geçirmekten çok daha güzel olur diye düşünüyorum. Böyle bir blok var nette gezinirken okumuştum yaptıklarını ve çok hoşuma gitmişti biz neden yapmayalım diye fikrim geliverdi gene....

nuran arkadaşımızın kep töreni vardı akşam

Açık öğretim fakultesini bitirince bizde kep törensiz olmaz dedik...Akşam bir tören hazırladık kendisine o mamaları yaptı bizde gittik kutladık...güzel bir akşamın fotosu.... masterını yapsın gene kutlarız...prof olsun gene kutlarız azmin elinden bişi kurtulmaz....

6 Temmuz 2010 Salı

hayatımda yazdığım tek dörtlük.....

Sevdaların elçisidir güller

Arkadaşların hoşgörüsüdür

Analarımızın kocaman yürekleri

Çocuklarımızın güzel kokusu....

4 Temmuz 2010 Pazar

market çantam hazır

Bu kumaş çanta evde vardı ben üzerini süsledim sadece, japonya manzaralı kumaş annemin çocukluk elbisesinden kalmış, tam denk geldi çantanın üzerine. Mahalle bakkalına giderken yada market alışverişlerimde bu çantayı kullanıyorum ben başladım poşet ile mücadele etmeye örnek olayım diyede buradan yayınlıyorum....Çan çevre gönüllüsü ben tek başıma değilim bunu biliyorum ama benim gibi çevreci düşünen arkadaşlar hadi hep beraber yapalım bu işi hepimizin evinde var bu çantalardan biliyorum bir tane arabalara bir tane eve, tam kapının arkasındaki askıya asalım evden çıkarken aklımıza gelsin de yanımıza alalım, yarın buranın pazarı evdeki poşetlerden götürelim pazara aldıklarımızı onlara koyalım on kişi bunu yapsa on çeşit sebze meyve alsa yüz poşet eder böyle böylede büyür bu hareket ne dersiniz. Çan'ı poşetten arındıralım diyorum beni duyuyormusunuz....? Çantamın amacı bu............

minik minik çiçekler....

2 Temmuz 2010 Cuma

2 temmuz 1993 Sivas katliamının yıldönümü


SİVAS ACISI

Ben tanırım
Bu bulut bizim oranın bulutu
Hemşeriyiz ne de olsa
Benim için kalkmış ta Sivas´tan gelmiş
Yurdumun bulutu
Başımın üstünde yeri var

Ben bilirim
Bu rüzgar bizim oranın rüzgarı
Hemşerimiz ne de olsa
Benim için kopup gelmiş yayladan
Yurdumun rüzgarı
Kurutsun diye akan kanlarımı

Ben anlarım
Bu acı bizim ora işi, hançer acısı
Bir ülkedeniz ne de olsa
Aynı dili konuşsak da
Anlamayız birbirimizi
Hançerin nakışı
Tanıdım acısından, Sivas işi

Ben duyarım, duyumsarım
Bizim oranın sızısı bu
Binip kara bir buluta Sivas ilinden
Sivas rüzgarında uçup gelmiş
Helallik dilemeye

Ey yüreğimin onmaz acıları
Ey beynimin dinmez sancıları
Suç ne bende, ne de sende
Ne de olsa yurttaşımsın
Kapalı da olsa bütün vicdan kapıları yüzü

Aziz Nesin