31 Aralık 2008 Çarşamba

yeni yılımız kutlu olsun

Bir yıl daha geçti acı tatlı denirya bizim 2008 bol acılı oldu... Ama herşeye alışır olduk değilmi... Yapraklar mı dökülmedi, ayrılıklarmı olmadı ne isterseniz vardı... arada güzelliklerde yaşadık tabii ama benim dileğim 2009 az acılı ,bol tatlılı olsun , savaşların olmadığı yıllar dilemek istemiyorum artık hepimiz aynı havayı soluyoruz da neden bukadar öfke, bukadar kin, insan olduğumuzu unutmayalım diliyorum .... hepinize iyi seneler

29 Aralık 2008 Pazartesi

kar yağıyor

Evimizin önünden kar manzarası...yılın ilk karı sayılır daha azıcık, biraz daha yağarsa kardan adam yapmaya ineriz buraya..)) Şu ara yağış durdu ama çok soğuk bir hava var... Akşamda deprem olmuş saat bir gibi, biz duymadık ama bayağı şiddetli galiba... bu kadarla geçsin inşallah...
Mutfak camından görüntü böyle...devam ederse yağış, süper dağ manzarası ile karşı karşıya olacağız...




Evimizin arkasındaki görüntü bu.. Aşağıdaki derenin minik birde şelalesi var su çoğalınca gidip resimleyeceğim burada yayınlamak için....

27 Aralık 2008 Cumartesi

doğum günün kutlu olsun Mıstık


Bu yakışıklının doğum günü bugün.. seneye okula başlıyacak ... kızlar bayılacak buna napacağız bilmem artık... Mustafaaaaaa bişicik istiyom ben.... )))) Çok kocaman adamlar ol inşallah, kocaman okullar oku... kocaman birisi ol...öpüyorum seni yanacıklarından... Herkese çok çok selamlar....

22 Aralık 2008 Pazartesi

zeytin topladım

Çok güzel dört gün geçirdim sağolsun Melek, Selçuk, Yeter tezem onca işlerinin arasında benimle çok ilgilendiler. Melekcim canımın içi bana bir oda hazırlamış bir taraftan denizi bir taraftan kaz dağlarını seyrettim... Güya ben zeytin toplamaya gittim ama iki gün gidebildik zeytine sonra yağmur yüzünden gidemedik.. Seneye çok kalacağım diye sözleşip ayrıldık..Bana terapi oldu toprağı ellemek tavsiye ederim gidin bir yerlerde toprakla haşır neşir olun... müthiş iyi geliyor...
Öyle bekliyorlar dalda yere düşelim toplanalım diye...

Melek, güzeller güzeli yaptı yumurtayı öğle yemeği için valla yediğim en güzel yağda yumurta ... canım benim ya o güler yüzünle ne yapsan güzel olur senin..


Canım Yeter teyzem öğle yemeğini hazırlamış bizi bekliyor..)) yumurtayı aldık gittik yanına afiyetle yedik onun güzel sohbeti ile tabii...



Ne bereketli bir ağaç zeytin, Yeter teyzem dediki yapraklarını hayvanlar yer, dalları odun olur, meyvası katık olur, yağ olur, eğer çekirdeklerini biriktirip satarsak alıcısı varmış deve kuşu yemi yapılıyormuş, yerdeki çürüyen zeytin bile kullanılırmış, sabun olurmuş zahmeti çok ama getiriside çok yani..










Küçük sepettekileri ben topladım ..sonra götürüp çuvala dökülüyor .. bir bir yerden toplanıyor ne zahmetle toplandığını görünce hak verdim zeytincilere...

21 Aralık 2008 Pazar

Mertim onsekizinde artık....


Canım oğlum .. Oy bile kullanabileceksin artık ne zaman büyüdün anlayamadım ben..)) daha dün gibi seni kucağımda kreşe götürmelerim, ne çabuk geçmiş. Dilediğin gibi bir hayatın olsun, hayallerin gerçekleşsin, yarınlarından endişesiz yaşayasın.... Seni çok seviyorum..

15 Aralık 2008 Pazartesi

öyle bir yazı

İnsanları olduğu gibi kabul etmek lazım denirya, ben bunu bir türlü uygulayamayanlardanım ,önce kendimi bilmeliyim değilmi? aklıma takılıp kalıyor nedense yapılan bir aykırı davranış, bir bakış sonra üstünde uzun uzun düşünüp kararlar veriyorum öylemi demek istedi, böylemi demek istedi diye böyle bir huyum var işte. Önce çok kucaklıyorum sonra ufak bir hatada yada ne bileyim bana ters bir davranışta buzzzzzz oluyorum, birşeyi değiştirmem lazım ama neyi. Beklentilimiyim? değilim derim hep ama galiba bu konuda bir yanlışım var evet evet beklentiliyim bunu çözmem lazım.. Sonuçta hepimiz insanız ve ilişkiler içindeyiz, bu yaşa geldim hala daha nasıl davranmalı şimdi buna dediğim öyle çok insanla karşılaşıyorumki acaba sadece benmi bu durumdayım yoksa benim gibi düşünenler varmı? Hayat şartları hepimizi zaman zaman karamsar yapıyor tabiki, bunuda dışarıya olumsuz yansıtıyorda olabiliriz. Eşim böyle durumlarda hiç yorum yapmaz kendi haline bırakır olayı bense tam tersine neden öyle yaptı, neden böyle yaptı diye kendimi yer bitiririm. Umursamaz olamıyorum buda benim bir tarafım işte napacaksın. Seviyorum insanları hemde çok ama çokta çabuk kırılıyorum işte. Bunları nedenmi yazdım hiç sadece içimden yazmak geldi. Kendi hallerimi tesbit etmek için belkide.

14 Aralık 2008 Pazar

kızıllık



Güneşin battığı bir akşam üzeri mutfak camımdan görüntü.. Ertesi gün güzel bir hava beklerim bu gökyüzü manzarasından sonra... Gün arkasına bakıyor der annem...

8 Aralık 2008 Pazartesi

iyi bayramlar

Kurban Bayramınız mübarek olsun.. Çocuklarım geldi evde bir bayram havası esiyorki sormayın.. Yaptığım bütün tatlılar, börekler, sarmalar beğenildi ..))) Çok yemelerine izin vermiyorum gelenim gidenim olur onlarada ikram edeceğim değilmi ama..)) Annecimde benim kızım durumunda şimdi, oda giyindi kuşandı hanım hanım oturuyor...)) resimlerini çekti Mehmet, poz üstüne poz.. çocuklar babaannelerine gittiler bende o arada yazıvereyim dedim.. Ne güzel bayrama erdik sağlıkla, sıhhatle; daha nicelerini görelim inşallah hepbirlikte....

4 Aralık 2008 Perşembe

Bayram geliyor

Bayram temizliği yapıyorum iki gündür, bugün akşamüzeri nihayet bitti. Ev işini çok seviyorum ama böyle yoğun çalışınca yorgunluk oluyor. Çocuklarım gelecekler bayramda, yarından itibarende yiyecek işlerine bakacağım. Evimiz şenlenecek çok özledim ikisinide. Özel sipariş henüz vermediler, bekliyorum yani ))) sürprizimde olacak canlarıma...yeni bir tatlı öğrendim bakim onu deneyeceğim beğenilirse yazarım burayada... Bayramların en güzel tarafı bu bence birlikte olmak.. Anacımda geliyor çocuklarla, anlayacağınız telaşım çok....

2 Aralık 2008 Salı

gurur verici

2008 TFF Süper Kupa Şampiyonu

Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, uluslararası alanda büyük bir başarıya imza atarak Kıtalararası Şampiyona’da birinci oldu. Bu yıl Avrupa Şampiyonu olarak Şampiyona'ya Avrupa'yı temsilen katılma hakkını kazanan Galatasaray, Japonya'daki oyunlarda da tüm maçlarını kazandı ve namağlup şampiyon oldu.

Başarmak budur işte. Engelli olmak onları engellememiş. Ülkemizin ismini dünyaya bir şampiyonlukla duyurdukları için bir Fenerbahçeli olarak onlara teşekkür ediyorum... 3 aralık dünya engelliler gününde ne kadar anlamlı bu başarı öyle değilmi...

antika bunlar

Bu eldivenleri benim rahmetli anneannecim örmüş... kendisini tanıma şansına hiç erişemedim daha önce yazmıştım biz doğmadan göçmüş bu dünyadan ebediyete... Çok marifetli bir hanımmış canım ya .. onun eserleri diyeceğim artık yaptığı işlere ama hakikaten sanat eseri bir çoğu... En ince dantel ipinden örmüş eldivenleri ve çok muntazam yapılmış... Kimbilir neler düşünmüştür örerken değilmi ? Bir gün torunum resimlerini çekip bloğuna koyarmı acaba demişmidir sizcede..)))


Gelin eldiveni olarak örülmüş...Biz kıyamadık kullanmaya... Zaten minik elli biri gerek..)) Annecime yaptı herhalde anneannem onun elleri pek minik ve zariftir... Benim ellerimi görseydi banada yapardı herhalde şöyle kocaman kocaman..)) Annemde kıyamamış kullanmaya... Hatıra olarak saklıyoruz ama örnekte olabilir yapmak isteyen olursa...

patik

Bu patikleri Zehra annem örüyor ayakkabı gibi görüyorsunuz değilmi...
Her renkten güzel oluyor.. Biraz oyalıyor yapımı ama o artık bu işin ustası oldu seri üretim yapıyor... Alt taban, üst kısım ve yanlar ayrı ayrı örülüyor... bunları bana yapmış...ellerine sağlık çok teşekkürler buradan..))) e gelin kaynana toprağından olur derler dimi...

dün gece


Dün gece çektim bu resmi, müthiş bir doğa olayı 100 yılda bir denk geliyormuş venüs ile ay böyle.. harika bir görüntüydü saat 17.00 gibi oluştu 19.30 gibi sona erdi. Yüzyıl sonra tekrar görüşmek üzere diye vedalaştım biliyormusunuz..))) Şanlı bayrağımız gökyüzündeydi akşam... onu izlemek büyük zevkti...

1 Aralık 2008 Pazartesi

çocuk sabiha


Galiba resim çekiliyoruz diye uslu uslu oturuyoruz. Beş çocuk hemde sandalye üstünde mum gibi otururmu başka türlü.. Ortadaki beyazlı ben..)) ne masum duruyorum dimi.. saçlarımda azıcık uzunmuş annem örermiş iki yanıma... vede tombik .. o zamana gidip kendimi izlemek isterdim neler yapıyordum acaba.. şimdi çocuklar çok şanslı doğduklarından itibaren video kayıtları oluşturuluyor.. Bizim kuşağın bir kaç resmi olurdu işte denk gelirse.. sol baştaki siyahlıda büyük kardeşim Suat..ne kadar zorlandı annemiz kimbilir bizi büyütürken...

27 Kasım 2008 Perşembe

ben çocukken


Karanlık bir resim ... ben bir yaşındaymışım burada... çok seviyorum bu resmimi çünkü daha öncesinden hiç resim yok..))) tombikmişim galiba.. 10 aylıkta yürüdün der annem...lamba kadardın yürüyordun der... herşeye erken başlamışım anlaşılan... dört aylık dişim çıkmış.. 10 aylık yürümüşüm... 19 da evlendim 20 de anne oldum.. yani anlayacağınız çabuk çabuk halletmişim herşeyi... artık yavaş gitsin hayat istiyorum biliyormusunuz? hiç acelem yok yani..))))

Kavuşma

Dün normal geçen günün ardından akşam saatlerinde tesadüfen güzel bir haber aldık. Uzun zamandır ailesinden mecburi bir ayrılık yaşayan arkadaşımızın (kardeşimizin)sevdikleriyle yaşadığı kavuşma sahnesini sanki bir film izler gibi,rüya gibi, hayal gibi seyredeceğimizi hiç düşünmemiştim. Çocukları, eşi, annesi, babası, kardeşleri nasıl heyecanla beklediler yoldan gelmesini, ağlamanın gülmekle karıştığı o sarılma sahneleri bütün gece uykumda bile benimle birlikte oldular. Çocuklarına, eşine, annesine, babasına, kardeşlerine bir anda sarılmak istiyordu sanki canım yaa... Allah bir daha yaşatmasın böyle ayrılık ama şu bir gerçekki herşeyin bir ucu, bir sonu oluyor önemli olan sağlıkla geçirebilmek bu zor süreçleri. Ailenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha yaşadım akşam, bu sımsıkı olmanın mimarı tabiki anne ve baba, şunuda gördümkü yaş kaç olursa olsun onların yüreği sadece çocukları için atıyor. Canım arkadaşım ne kadar şanslısın öyle bir anneye babaya sahip olmakla, ne kadar şanslısın öyle kardeşlere sahip olmakla, ne kadar şanslısın o eşe, çocuklara sahip olmakla.... Hoşgeldin ....

25 Kasım 2008 Salı

çocuk sabiha





İlk okuldayım sanırım birinci sınıf Suat üçte olmalı aramız ondokuz aydır Suat'le annem ikiz gibi büyüdünüz der.. Sürekli birlikte oynardık o yüzden ben erkek oyunlarını daha çok bilirim onun sayesinde... Murat galiba iki yaşında yada üç, elinde ne tutar bilmem sımsıkı ama biz birbirimizi sımsıkı tutamadık keşke bu resimde kalsaydık öylece, bizi dağıtan fırtına ne zaman diner bilmem ama ben şunu çok iyi biliyorumki bu fırtınanın önünde yıkılmamak için durmaktan çok ama çok yoruldum... Annecim yakalarımızı manşetlerimizi kolalamış misler gibi çıkarmış bizi bayrama sağ olsun... O günler çok güzeldi ...23 nisan bayramıymış resmin arkasına yazmış annem sonradan gördüm sene 1969

nostalji

Liseyi bitirdiğim yıl dikiş kursuna gitmiştim orada diktim bu etek ve bluzu, e mankenliğinide kendim yaptım tabii... 36 beden sıska bir kızmışım dimi... Nasıl aldım bunca kiloyu diye kendime şaşırıyorum bu resime baktıkça...




Sene 1979 6-mat Çan lisesi.. Sınıf öğretmenimiz Ahmet Subaşı..matematik öğretmenimizdi..


Herbirimiz ayrı yerlere dağıldık .. bu sınıf tekrar bir araya gelse ne güzel olurdu... Bu işi yapsa yapsa Mehmet Arıcı yapar... Oturanların sağ başındaki...

24 Kasım 2008 Pazartesi

Küçükkuyu kamp

İskelesi kampın... hayret kimsecikler yokken çekilmiş resim, ya çok erken bir saat yada akşam üzeri... çünkü çoluk çocuk dolu olur herzaman üstü.... Şimdi sadece balıklar kaldı orada... Ama çok tadını çıkarttık .. her güzel şey gibi bununda sonu varmış meğerse...
Efendim çadır evimizin görüntüsü... yine bir keyif anı... Anılarımızda kalacak iyiki resimlemişiz bunları... o günlerde daha satılmamıştı kamp yani bizim sanıyorduk orayı..)))

Kampımızın gazinosu şimdi yerinde yeller esiyor... Bir daha böyle bir yerde tatil imkanımız olurmu bilmiyorum ama bayağı benimsemiştik burayı...


Herkes çadırının önünde kahvaltısını ediyo... Hatice'cim Antalya'lardan gelir tatil için Küçükkuyu'muza çay keyfi yapıyor büyük ihtimalle...








Ya çok özlüyeceğim ben kampımızı.. şu keyif nerde olabilir başka... Kahvaltı sonrası ben divanıma oturup gazetelerimi okuyorum ... Az sonrada kahve faslımız başlar..)) ben fala bakarım herkese .. sıcak bastı hadi denize der atarız kendimizi buz gibi sulara...

23 Kasım 2008 Pazar

Öğretmenler günü


Başta canım eşim olmak üzere tüm Öğretmenlerin günü kutlu olsun...

Öğretmenler günü,elbette Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün başöğretmen olarak kabul edilişinin yıldönümü olduğu için ve gerçekten bir toplumda öğretmenlerin önemli bir yeri olması gerektiği için önemlidir.

İlkokul sıralarındayken,belki de en büyük hayalimizdi öğretmen olmak.Sevgi dolu sesi,bilgiye aç küçük beyinlerimizi doldururken,öğretmenimize hayran hayran bakar ve onun gibi iyi bir insan olmak ta isterdik.
Yazı yazmayı,okumayı,kitapların en iyi dostumuz olduğunu,araştırmanın,doğayı korumanın faydalarını onlardan öğrendik.
Ütülü mendil alışkanlığımız,özellikle pazar günü kestiğimiz tırnaklarımız ,öğretmenlerimizin bize verdiği alışkanlık değil midir?
Sanata ve sanatçıya dost olmayı,tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkmayı da onlardan öğrendik.
Öğretmene gereken değerin maddi ve manevi olarak verileceği daha güzel günler görmek umuduyla....

22 Kasım 2008 Cumartesi

YE-DOY

Daha önce yazmıştım Süheyla arkadaşımın mekanını, şimdide mantı yapmaya başladı bugün gittik tadına baktık nefis...tavsiye ederim... ama telefonla sipariş verin çünkü kalmıyor benden söylemesi...
telefonu...416 7840


Tabi resimlemeden olmuyor...Gördüğünüz gibi tepeleme dolu tabak... bol kepçe yani... bir tabak mantı yetiyor karın doyurmaya... ellerine sağlık canım arkadaşım bol müşteriler dilerim buradan...

Zeynep bebek

Bu güzeller güzeli bebiş Selda ve Kaan Kuşku'nun bebeği... çok güzel değilmi... Allah uzun ve sağlıklı ömür versin... Zeynep bebeğin anneannesi, babaannesi ve dedeleri bizim çok yakın arkadaşlarımız, onlarıda buradan tekrar kutluyorum. Sevgi'cim ve Ayşe'cim dün ikinizinde gözlerinizin içi gülüyordu, ne güzel ... Allah bizede gösterir inşallah bu güzellikleri...

Bakarmısınız nasıl bakınıyo maviş maviş....

Kız olunca pembeler oluyo tabiki...Kendiside pembe beyaz maşallah...





21 Kasım 2008 Cuma

güzel bir akşam

Ogün arkadaşımız yakışıklı oğlunu ünv. yolladı kutlamasıydı akşamki toplantının amacı... muhabbet çok güzeldi, gerçi hepimiz bir ağızdan konuştuğumuz için anlaşılamayan pek çok konu oldu ama..)) olsun... çok mutluyuz bir arada... vakit nasıl geçiyo anlayamıyoruz... herşeye gülen oluyoruz bir anda... Ogün'cüm başarılar diliyorum Orhun'a tekrardan...
Mevlüde'mizinde doğum günüydü akşam, buradanda kutlayayım güzeller güzelini... Efendim kendisi grubumuzun tek mankenidir... Akşamda bize mini bir defile sundu..))
Anlayacağınız herbişi vardı akşam...güzeldi herşey çok güzeldi..




Köşeye kasıldık mamaları yerken, bir ara jüri bile olduk..)) Tabi jüri başkanı Arzu..))) Gördüğünüz gibi mamalarda süperdi Ogün'cüm döktürmüş su böreğini, mercimek salatasını, susamlı halkaları ve fatoş tatlısını.. (ben adını böyle biliyorum) ellerine sağlık nefisti hepsi nefis....



20 Kasım 2008 Perşembe

Atamızın pek görülmemiş resimlerinden..



Savaş zamanı sanırım.. askeri kıyafetli oldukları için böyle düşündüm...

ayva reçeli

Kayınvaldem, kendisi çok marifetli bir hanımdır.. Ayva reçeli yaptık birlikte misler gibi oldu...ellerine sağlık.. göz kararı yapar herşeyi ee tabi yılların tecrübesi.... bütün çocuklarına verdi kavanoz kavanoz... Beş çocuk annesi azıkcık şeker sorunu var, ama bizlere taş çıkarır alimallah iş güç konusunda... Dilerim çok uzun ömrün olur daha bize çok reçeller yaparsın annecim...
Ayvalar evin bahçesinden... Doğrama işlerini eltimle birlikte yaptık... Annemizde reçeli kaynattı... Bir ay kadar oluyor reçel olalı ama şimdi sıra geldi buraya koymaya...)))




18 Kasım 2008 Salı

Necdet Mahfi Ayral


Sene 1980 Çanakkale araba vapurundayız İstanbul'a Ünv.sınavlarına gidiyoruz arkadaşlarla... aa birde baktıkki arabalıda Necdet Mahfi Ayral ve Zafer Önen , tabi bizde fotoğraf makinası yok, sadece sohbet etmek için etraflarını sardık çok hoşlarına gitmişti ve Necdet bey kendi makinası ile bizleri fotoğrafladı hepimizin adreslerini aldı, inanmıyacaksınız ama bu resimleri bize postaladı... Şimdi rahmetli oldu kendisi nur içinde yatsın... İkiside çok değerli oyunculardır bilmeyenlere söyleyim. Zafer Önen'ninde bugün milliyette bir haberini okudum 87 yaşındaymış gayet sağlıklı görünüyor, Allah uzun ve sağlıklı ömür versin. Haberi okuyunca bu resmi paylaşmak istedim... Resimdeki arkadaşlarımada selam olsun herbiri başka yerlerde şimdi...Ben hangisimiyim Zafer Önen ve Mahfi Ayralın arasından görünen kafa benim..)))

17 Kasım 2008 Pazartesi

kabak çiçeği


Bunlar dolma olmak için hazırlandılar... çok güzel oluyor kabak çiçeği dolması... içine bildiğimiz dolma içini dolduruyoruz birz nazikçe çünkü yırtılıveriyorlar..diziyoruz tencereye...pişiriyoruz....misss.....tavsiye ederim kabaklar çiçek açınca yapın...




kabak çiçeklerinin fonunda kampımız......... artık yok... anılarda...

14 Kasım 2008 Cuma

üç nesil



Bu resimde iki adet Mehmet Salkım var..)))

Çanakkale Seramik Fabrikalarının kuruluş yıldönümünde baba, çocuklar ve torun çalıştı burada olayını canlandırma yapmıştık..))) Kayınpederim, ben, Adnan, Mehmet, Hakan... hoş bir anı oldu...

minik oğlum



Mertim bir yaşında kreşe götürüyordum çalıştığım fabrikada, çok uslu bir bebekti... kreşte o gün doğum günü partisi yapmıştık... Ne masum bakıyor değilmi... Zaman ne çabuk geçiyor dün gibi...

13 Kasım 2008 Perşembe

Mahalli

Dün gittiğim bir ziyarette duyduğum (şiirmi desem tekerlememi ) çok hoşuma giden satırları sizle paylaşmak istedim.... Emetula teyzenin söylediği, Fatma Çandarlı'dan kaydettiğim ...beğenecekmisiniz bakalım..

ÖMÜR DEDİĞİN
Onbeşinde revansın revanbalsın,
Yirmilerinde revansın akarsın,
Otuzunda herderde katlanırsın,
Kırkında sızı iner dizine,
Ellilerde perde iner gözüne,
Altmışında kimse bakmaz yüzüne,
Yetmişinde koy çuvala vur duvara patlasın arkadaş..

eskilerden


Bu resimde annem iki yaşındaymış..
Annesi, babası, amcası,yengesi, amca çocukları ve babaannesi (ortada oturan başında siyah örtülü hanım) birde yakın akrabaları , Amcası doktormuş annemin . Nur içinde yatsınlar hepsi , sanırım resimde şu anda yaşayan tek kişi annecim..Allah uzun ömür versin sana... Onları tanımayı ne kadar çok isterdim... Hele anneannemi.. çok marifetli bir hanımmış... Babaannede çok asil bir aileden geliyor ondan kalan bir sürü antika eşya bana kadar ulaştı...onlara gözüm gibi bakıyorum...

Küçük kız annem gene... Öbür hanımda yakın bir akrabası .. Yöresel kıyafet giydirip resim bile çektirmişler o zamanda... Akrabası olan hanımda iki güzel kızını bırakıp rahmetli olmuş. Annemle aynı kaderi paylaşıyorlar... Sanırım bizim ailede böyle bir yazı var...






Annem babası ile... Sanırım sene 1940 olmalı.. Dedem minik kızının elini ne kadar nazikçe tutmuş... hiç bırakmak istemezdi herhalde... zor yıllarmış o zaman ikinci dünya savaşı, yokluk yılları ama annem beni prensesler gibi büyüttüler diye anlatır hep... belkide erkenden bırakıp gideceği malum olmuşmudur diyorum kendi kendime... Halil Suat Eroğul ismi... çok asil gelir bana ... Ezinenin eski belediye reislerinden dedem... arkada görünen yerde onun dükkanıymış... Şimdiki marketler gibiydi der annem...




Benim anneannem ve dedem .. Düğün resimleri ikiside çok güzellermiş biz tanıma şansına eremedik herikisinide.. dedemiz, annem 13 yaşındayken hayata veda etmiş nurlar içinde yatsın.. Anneannem de benim büyük kardeşim doğmadan dört gün önce gitmiş dedemin yanına..ismi bana kalmış.. bu güzel insanların eminim bize yansıtacak çok güzel şeyleri vardı..yine eminimki onlarda bizi görmek isterlerdi...bir evde büyüklerin olmasının yada ne bileyim yakında olup torunlarıyla ilgilenmesinin ne demek olduğunu ben evlenince anladım, çocuklarım olunca annemin yada eşimin annesinin babasının yaklaşımlarını görünce keşke bizde böyle ortamda büyüseydik dedim defalarca.. Evden azarı işitince kaçıp arkasına saklanacak bir nine yada dede olmalı insanın yaşamında değilmi.. Annem tek evlat birde üstelik.. Ama kader işte.. Annecim erkenden onları kaybetmiş ne acı... Allah rahmet eylesin ikisinede...

Fazla duygusal oldu galiba bugün, ne zamandır bu resimleri koymayı planlıyordum bloğuma fotoğraftan çektiğim için parlak çıkıyordu resimler sonra flaşını çalıştırmadan çekince daha iyi oldu. Bir dolu resim var elimde bunlara benzeyen zamanla onlarıda yayınlayacağım. Çocukluğumdan beri elime alıp saatlerce bakardım bu resimlere, hayaller kurardım dedemle ve anneannemle ilgili hiçmi görmeyeceğiz onları diye düşünürdüm... işte böyle...










11 Kasım 2008 Salı

düğün



Cumartesi akşamı Balıkesirde düğündeydik, arkadaşlarımızın oğlu evlendi Allah mesut etsin... Çağrı ile Işıl bu gelinle damat çok yakışıyorlar birbirlerine değilmi ? oğlumuz denizci kılıçların altından geçmeden az önce ben çekiverdim bu resmi. Çok güzel bir düğün oldu biz gençlerden daha çok eğlendik galiba..))) Bir taraftan Allah bizede göstersin bu mürvetleri diye dua ettik bir yandan oynadık... Bir yastıkta kocasınlar derim....

10 Kasım 2008 Pazartesi


Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur. Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir. İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK