28 Şubat 2009 Cumartesi

yaza kadar...

çok güzel çok....geçen gün Derya Baykal'ın programında yapılmıştı aynısı...ama bunun renkleri şahane...baharlık, yazlık.. kolyede olmalı dimi...

26 Şubat 2009 Perşembe

Doğum günü


Bugün benim canım arkadaşım Özlemcimin doğum günü... Buradan ona kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum... inşallah çok çok yaşlanıncada birbirimizin doğum günlerini kutlarız.... Ama sağlıkla ve huzurla erelim o günlere...

Daha nice güzel 27 şubatların olsun..
Sevdiklerinle tabiki...

Sevginin en yüce yanidir, inanmak...

Sevginin en yüce yanidir, inanmak...
İnsanlari, sevdigimizi, ne kadar seviyoruz. Onlara ne kadar deger veriyoruz.
Bunun bir tek şasmaz ölçegi vardır, buda önceliklerimizdir.
Günlük hayatimizdaki önceliklerinde ki yerimiz. ''Hadi gel dediğiniz de''
bir takım bahanelere sıgınıyorsa 'yok gelmeyi gerçekten bende isterim
ama biliyorsunlarla başlayan cumleler kuruluysa...
bulusma teklifinizi reddediyorsa , siz degilsiniz asıl önceligi..
Siz ancak, onun bos bir zamaninin araya sıkıştırılmıs birisinizdir belki.
Ya da daha sonra ki ertelenen bir gunde ki onceligisinizdir...
Tabii Diger önceliklerinden fırsat bulabilirse size zaman ayırır...

Peki sizce bunun adı nedir?
Bunun da adi sevgi mi şimdi?
Peki nedir? Ben cözemiyorumda...

Sevgide önemli olan bir arada olmaktir.Bulusmak için yaratılan bahanelerdir sadece.
Düsünün bakalim, sevdiginizi sandiginiz insanin, hayatinizdaki öncelik sirasi ne?
En tepede mi? O zaman gerçekten seviyorsunuz demektir.

Ya da söyle...
Hayatindaki en
büyük önceligi daima size veriyorsa, hiç süpheniz olmasin, en çok sizi seviyor.
Onun için en degerli varlik sizsiniz....
Tabi bu dedigim sartlara kosullara da baglı..Keskin olmayayım o kadar...
Size yeteri kadar zaman ayırabiliyormu? Ayırdıgı zamanlarda size neler katıyor.
Sizle neler paylaşıyor?Ya da sizi ne kadar dinliyor?Sizi merak ediyor mu?
Sizi dinledigin de sozleriyle
Ruhunuza dokunabiliyor mu?Özenini ruhunuza yorgan gibi ortuyor mu?
Sarıp sarmalıyor mu sizi?
Baskalarını ozenle dinledigi kadar sizi dinliyor mu?Özen gosteriyor mu?
Yoksa baska seyleremi zıplıyor, sıkılıyor mu?
Sunu unutmayalım en çok sevilen, en önce gelir.
"Benim her seyimsin" kolay laftir, herkes söyleyebilir.
Eger sizi bir seye tercih ediyorsa ancak o zaman her seyiniz demektir gerçekten.
Sevgi bir bakima önceliktir çünkü!
Oncelikligi Tepe de olan
Handan

Çok yakın buldum kendime bu yazıyı...o yüzden yayınlamak istedim...Öncelikli olmak için ne yapmak lazım diye bu aralar fazlasıyla kafa patlatıyorumda....

dantel elbise

Böyle bir elbisem olsun isterim doğrusu...niyetlensem diyorum acaba yaza kadar bitermi...yaza kadar bitmezse kışa üzerine bir hırka örer gene giyerim değilmi..??

meyva cümbüşü


Meyva yemeden olmaz, resimdekilerin hepsi ayrı bir lezzet değilmi ? karpuz dilimi kavunların altından bende buradayım der gibi olmuş ama yazın öğün bile atlattırır bize.... Üzümde öyle azıcık peynir, bir dilim ekmek yanında karpuz yada üzüm bayılırım... ne dersiniz? Dışarısı çok soğukya yaz günlerini anayım istedim...))

25 Şubat 2009 Çarşamba

neruda

Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar, her gün aynı yoldan yürüyenler,
yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler,
tanımadıklarıyla konuşmayanlar.

Ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar,
beyaz üzerinde siyahı tercih edenler,
gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren
ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında onarılmış yüreği küt küt attıran
bir demet duygu yerine “i” harflerinin üzerine nokta koymayı yeğleyenler.

Ağır ağır ölür işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler,
bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar,
hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.

Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar,
okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar.

Ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler,
kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler,
ne kadar şanssız oldukları ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar,
daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler,
bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar,
bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.

Deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden,
anımsayalım her zaman: yaşıyor olmak
yalnızca nefes alıp vermekten
çok daha büyük bir çabayı gerektirir.

Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına.


Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

Çevirenin notu: Şiirin son tümcesini,
Rimbaud’nun
“A’laurore, armes d’une ardente patience nous entrerons aux splendid villes”
(“Şafak kızıllığında, ateşli bir sabırla silâhlanmış olarak gireceğiz o muhteşem kentlere”)
dizesinden esinlenerek yazmıştır Neruda

hediyelik


çok güzeller dimi... bunlardan yapıp hediye verebiliriz hatta satış yapabiliriz.. el işi herşey çok geçerli...böyle bir anahtarlığı olsun kim istemez ... hadi yünleri tığları dökelim ortaya....

24 Şubat 2009 Salı

çok kolay ama güzel..


Bahar ve yaz aylarına çok yakışacak...Ben yüncüye gidiyorum )) iplerimi alayım ve başlayayım..

22 Şubat 2009 Pazar

Kar yağıyor


Bir uyandık bu sabah diyeceğim ama pek uyudukta sayılmaz oğlumla oskar törenini izledik, e sabaha kadar sürdü tabi dışarıya hiç bakmamışız sabah birde baktıkki dağlar bembeyaz olmuş ben heryan böyle sanıyordum ama meğer alçak kesimlerde birşey yokmuş. Ama öyle güzelki manzara..Hemen resimledim ve izlediğim manzarayı sizlerle paylaştım..))

Oskar törenleri bu akşamda verilir herhalde NTV den ... Slumdog Millionaire 8 dalda aldı ödülü... bu hafta gösterime girecek galiba ...


bugün benim doğum günüm



Canım oğlum Mehmet'im yanımda... Mert'im sabah erkenden aradı annecim doğum günün kutlu olsun dedi... Annecimle konuştuk nasıl zayıf bir bebek olarak doğduğumu anlattı bana...)) pamuklara sarmış ebe beni doğunca...sanırım sadece kemik olarak dünyaya gelmişim..dedimki iyiki zayıfmışım ,birde tombul bir bebek olarak doğsaydım şimdi ne olurdum bilmem dedim....)) Kırksekiz yaşıma geldim hala bebekliğimi konuşuyoruz annemle ne güzel dimi...insan büyümüyo anne gözünde...Canım kocacım kahvaltılar hazırladı bu sabah ben prenses modunda yaptım kahvaltımı akşamada yemek düşündüler baba oğul akşama kadar bu moddayım yani..)) Akşamada oskar törenini izleyeceğim benim için bu akşama denk getirmişler sağolsun akademi...))) Dolu dolu bir gün geçiyor...Mutlumuyum mutluyum...))) Bir yaşındaki bu resmimi çok seviyorum ... bugün için seçmemin nedeni ise en masum hallerimizya bebekliğimiz, çocukluğumuz ne bilim ... istedimki o halim olsun...

21 Şubat 2009 Cumartesi

ilk buluşmamız


Lise arkadaşlarımla toplanacağız demiştimya, bu ilk buluşma üç saat birlikte oturduk, sohbet ettik ve büyük toplantının hazırlıklarını konuştuk. Uzun zamandır görüşemediğimiz için birbirimizdeki değişiklikleri konuştuk....çok güzel bir gündü benim için ... Çan'da ve Çan'a yakın yerlerde oturanlar katıldı bugünkü toplantıya ama büyük toplantımızda tüm sınıf inşallah bir arada olacağız... Hazırlıklara şimdiden başlıyoruz.. Ev sahipleri olarak bizlere çok iş düşüyor... tabiki zevkle yapacağızdır... çok heyecan verici bir şey...

20 Şubat 2009 Cuma

uğur böceği


Ne güzel değilmi..el işi olması güzel birde uğur böceğiya ... daha çok sevdim..
buradan aldım ...sizde gezinin bu blokta bugün ödev size..)))

19 Şubat 2009 Perşembe

el işi oyuncaklar



Oyuncak bunlar ama oynamaya kıyamaz bence çocuklar...

Çok moda el işi oyuncaklar...

Yapalımmı hep beraber ne dersiniz...

Pazar bulurmuyuz...

Düşünmek lazım...








18 Şubat 2009 Çarşamba

hemen yapmalıyım


nette gezip el işlerine bakmaktan kendi elişimi yapamıyorum iyimi..))
ama bu çan çiçeklerine bayıldım ...
yakaya takılır, çantaya takılır, saça takılır, bereye iliştirilir... nasıl yapacağım çok incelemedim ama deneme yanılma yöntemi ile başarırım....

17 Şubat 2009 Salı

ince iş

Yıllar öncesinden bir selam aldım bu akşam... Lise arkadaşım Kadir Erguncu ile konuştuk, yaşı bana yakın olan Çan Lisesi öğrencileri muhakkak bilirler Kadir'i, babası Albaydı burada, bizim milli güvenlik hocamızdı.

Hobi olarak yapıyormuş bu maket gemileri.. Tamamıyla el işi diyor. Bizim kuşak böyle maharetlidir işte..

Lise arkadaşlarımla bir buluşma düşünülüyor demiştimya bir bir bulmaya başladık birbirimizi .... teknolojidende faydalanıyoruz tabii..


Ellerine sağlık arkadaşım...
Sayfamı süsledi eserin...

15 Şubat 2009 Pazar

Dışarıda kar

Dışarıda kar...
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
Sucuk lükstü.
Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi...
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...
Dışarıda kar...
İçeride kanaat...

İçeride huzur...
Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer,
kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek bütün bir gecenin mutluluğuydu.
illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı...
Domates de...
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi...
Kimin umurunda...
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk...

Çan lisesi 6-mat A sene 1979

30 yıl sonra bu sınıf bir araya geliyor ne güzel değilmi? Ender arkadaşım güzel eşi Hatice ile verdi bu haberi bana Temmuzda toplanacakmışız ne heyecan verici bu resimdeki arkadaşlar ortalama 18 yaşında her birimiz ellilere yaklaştığımız şu günlerde tekrar görüşeceğiz... haftaya bu konuda bir toplantı yapacaklarmış benide davet ettiler, sanırım organizasyon konuşulacak... haberdar ederim sizide... çok duygulandım ben bugün çok...

İda parkı açıldı


Karşıyaka mahallesinde, Şehit Engin Eker İlköğretim okulu yanında Kafeteryası, çocuk oyun alanları, yetişkin spor aletleri, yürüyüş parkurları, otoparkı ve dinlenme alanları ile halkımızın hizmetinde...





Belediye başkanımız açılış konuşmasında yaptıkları hizmetlerden ve yapmayı istediklerinden söz etti...


Parkın kafeteryasında Belediye Başkanımız ve arkadaşları çaylarını içerlerken bir görüntü alıverdim..



Belediye başkanımızın eşi ve arkadaşları pek memnun görünüyorlar..



Spor aletlerinin denemesi hemen yapıldı..




Vildan ablam bu aleti tercih etti... Makinamın enerjisi bittiği için daha fazla görüntü alamadım ama ilk fırsatta tekrar resimlemeye gideceğim burayı...




12 Şubat 2009 Perşembe

netten dantel

Nette gezerken buldum ... açıklamalı olduğu için ilgimi çekti ... güzel bir örnek ne dersiniz..??




11 Şubat 2009 Çarşamba

spor zamanı...

Yaşasın evimizin önündeki parka biz yetişkinler için fitness kültür fizik spor aletleri kondu yarından itibaren spora başlıyorum burada efendim kilolar gidecek, az yenecek, spora hız verilecek... Belediyemiz ilçemizdeki birçok parka bunlardan yerleştirdi. Bütün Çan spor yapacak ne güzel... Başkanımıza bize bu güzellikleri yaptırdığı için teşekkürler....
Heryönden çektim resimlerini..


Denemedim henüz bakalım kullanabilecekmiyim..


Gördüğünüz gibi çok güzel oturma yerlerimizde var....



Eşofmanlarımı geçirip sırtıma yarın burada olacağım...beklerim arkadaşlar sizleride....



detayla boğuşurken özü kaçırmayalım ))

HANGİSİ ???
Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir.
Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar.
Juan: 'Yalnızca kum', diye yanıt verince
polis: - Aç bakalım çantaları, der.
Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka birşey bulamaz çantada!
Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu hertür tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka birşey yoktur!
Polis, çantalarını Juan'a geri verir ve sınırdan geçmesine izin verir.
Ertesi gün Juan Motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir.
Polis Juan'ı gene durdurur, didik didik arar, birşey bulamaz ve Juan'ı serbest bırakmak zorunda kalır.
Bu olay, polis emekliolana dek yıllarca devam eder!
Bir gün emekli polis Meksika'da bir barda otururken Juan'ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır;
-Senin yıllardır birşeyler kaçırdığından eminim. Çıldıracağım Geceleri uyku uyuyamıyordum senin yüzünden.
Lütfen anlat bana ne kaçırdığını. Aramızda kalacağınaemin olabilirsin. Juan gülümseyerek yanıtlar: 'Motosiklet'

10 Şubat 2009 Salı

kesmekte bir sanat olabiliyor















































































benim canlarım


Annem ve çocuklarım bayramda geldiklerinde çekmiştik resmi... Anacım benim çocuklarımla birlikte şu anda İzmir'de onlara bakıyo sağolsun... minnacık görünüyo çocukların yanında kıyamam..)

8 Şubat 2009 Pazar

İZLEDİM


Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
The Curious Case of Benjamin Button
Benjamin, 1918 yılında, New Orleans’ta, Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda doğar. Doğmak için güzel bir gecedir. Benjamin’in annesi doğum sırasında ölünce, babası çocuğun görüntüsü karşısına dehşete düşer ve onu bir emekliler evi olan Nolan Evi’nin basamaklarına terk eder. Burada çocuk evin kahyası Queenie tarafından içeri alınır.
Benjamin Button hepimiz gibi zamanı durduramayan bir adamdır. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, 1918’de, New Orleans’tan başlayıp 21. yüzyıla uzanan serüveniyle, onun hikâyesi herhangi birininkinden daha sıra dışı bir hayatı içerir.
Film, pek de sıradan olmayan bu adamın yaşadığı serüven içinde karşısına çıkan kişilerin ve yerlerin, bulduğu ve kaybettiği aşkların muazzam öyküsünü, hayatın keyifleri ile ölümün hüznünü ve zamanın ötesine uzanan şeyleri konu alıyor.
Çok çok beğendim mutlaka izleyin derim...

5 Şubat 2009 Perşembe

boncuk işi

Boncuklardan yapılıyor bu iş arkadaşlar dantel gibi boncukları örerek.... Hülyacım yapıyor ellerine sağlık ... siparişte alıyor ... bilgilerinize efendim...













Özellikle ahşap üstüne çok yakışıyor gördüğünüz gibi....