
Yeşil mantosunu çıkarıyor usulca...güneş ısıtmış heryanı oda baksın bakalım etrafta ne var ne yok...Evet, en güzel kırmızı bence...yeşillerin üstünde de ne güzel durur değilmi?
Bahçeli evim olursa bu ağaçtan mutlaka dikeceğim... Küçücük bir bahçesi olsun istiyorum, azıcık çiçek, azıcık sebze, bir kaç güzel ağaç... çok değil isteklerim.... şu anki evimde çok güzel sürekli doğayı seyretme imkanım, önümüzde güzel bir park var. Balkonumda çiçek yetiştiremiyorum çünkü yazın çok güneş alıyor ve kavruluyor çiçekler. Bahçeli ev isteğim bu yüzdendir.










Efendim eşimin kuzeninin bebeği oldu, bir erkek, Pusat bebek ona yapacağım ilk işimi ( mavili olandan yapıyorum tabiki)...ona benim ürünlerim uğurlu gelsin inşallah sağlıkla sıhhatle büyüsün...mevlüt için istedi Pusat'ın annesi şekerleri, bende habire örüyorum şimdi...bakalım beğenilecekmi yaptıklarım çok meraktayım...)) 22 yıl çalıştım bir masa başında, para kazanmak nedir iyi bilirim ama bu iş başka duygular yaşatacak bana . Bir kere tamamen bana has benim olan bir ürün yapıyorum... beğenilip sipariş verilmesi çok hoşuma gitti doğrusu... devamı gelir inşallah diyorum ... birde not yazmam lazım şekerlerin üstüne Pusat bebek hoş geldin mi olsun, yoksa Pusat bebek mi olsun sadece karar veremedim ilginç fikirleriniz varsa yorumlara bırakırsanız sevinirim....
Ülkü'müze veda gecesi yaptık akşam, Çanakkale'ye yerleşti bizleri bırakıp.. Akşam bize, "bizler akraba gibi olduk artık" dedi bir düşündüm gerçekten öyle. Birbirimizin her bir durumundan haberimiz oluyor sevinçlerimizi, üzüntülerimizi paylaşmaktan büyük haz alıyoruz... Aramızda kilometreler olsada bu paylaşım sürecektir diyorum.
Kedimiz boncuk yavruladı demiştimya aynı zamanda anneannede oldu..)) çünkü bu siyah kedi boncuğun yavrusu oda yavruladı aynı yere, ana kız beraber loğusalık sefası sürüyorlar şimdi. Sefa diyorum ya, gerçekten öyle iki apartman aynı bahçedeyiz ve her iki binadanda yavrulara mama yağıyor, dün bende götürdüm sütlü ekmek maması... aa birde baktım dört tabak daha var içleri mama dolu ne şanslılar değilmi? kaç yavru var derseniz valla sayamadım ama on taneler galiba fıkır fıkır yavru dolu kutunun içi...ama çok güzeller, anneleri yalayıp temizliyor onları.. pırıl pırıl tüyleri, pespembe ağızları ve patileri. Hepsi yaşayacakmı bilmiyorum ama onbeş gün sonra bahçenin heryanında gezinen minik yavrularımız olacak. Anneler karışmış durumda çünkü bütün yavrular heriki anneyide emiyor. Dört yavru olsaydı isim koyacaktık herbirine ama bu kadar çok olunca bizde şaşırdık. Bu arada bir hamile kedimiz daha var onada yer hazırlamış komşular bakalım o kaç tane yavrulayacak.))) Kedi çiftliği olacak yakında apartmanın bahçesi. Ben en çok yeni gezinmeye başlayıp koşturmalarını seviyorum çok şeker oluyorlar o zaman, resimleyip sizlerlede paylaşırım o hallerini.


Apartmanımızın bahçesinde bu kiraz, geçen yıl bir kaç meyva vermişti bu sene çok çok verecek galiba... sepetimi alıp inerim toplamaya artık..))) Birde şeftalimiz var oda çiçeklensin buraya gelmeye hak kazanacak... Bahar ne güzel ne güzel... Güllerimiz, leylaklarımız, zambaklarımız birbir uyanışta .. aa bu arada kedimiz boncukta yavruladı, minnacık minnacık dört yavrusu var...onlarıda resimleyip sizinle tanıştıracağım ama pek yeni loğusa kedimiz, izin vermiyo yavrularını resimlememe.... Her yıl yavruluyor pek verimli pek..))) artık yaşlandın yavrulamasan diyoruz ama dinlemiyorki...)) gerçi bu sene azaltmış adedi her yıl beş, altı oluyordu .... Doğum kontrol yöntemlerini denemek gerek Boncukumuzda ... Kirazın altına bir kutu koyduk orada yatıyor yavruları ile beraber....yavruların birine kiraz diyelim bari değilmi...biride nisan olsun...

| SORUMLULUK... |
| “...kendilerini birer küçük tanrı sanan ve Latince bir nutukta, sözü bilmece haline koyan, birkaç Grekçe kelimeyi ipsiz sapsız bir halde karıştırmayı harikulade bir şey sayan günümüzün retorik bilimi hocalarını taklit etmek istiyorum. Bunlar hiçbir yabancı dil bilmezlerse küflü bir kitaptan birkaç eski kelime çıkarır ve okuyucunun gözünü kamaştırırlar. Bunları anlayanlar, kendi engin bilgilerinden lezzet duymak fırsatını bulurlar ve böylece gururları okşanır; anlamayanlara anlaşılmaz görünmeleri oranında da hayranlık konusu olurlar. Zira uzaktan gelen şeylere hayran olmak, dostlarım için az bir zevk değildir. Eğer bu sonuncular arasında, bilgin geçinmek isteyecek kadar bos olanlar bulunursa, küçük bir memnuniyet gülümsemesi bir onaylama işareti ve eşeklerinkine benzeyen bir kulak hareketi, cahilliklerini başkalarının gözünde örtmek için yeterli olacaktır...” Bu satırlar Erasmus’un Deliliğe Övgü’sünden bir alıntı… Erasmus 1465–1536 yılları arasında yaşadı. Kitap 1509’da yazıldı ve su anda tam 500 yaşında. Aradan gecen 500 yıla rağmen günümüz “konuşmacılarında” pek bir değişiklik yok gibi görünüyor değil mi? Bir zamanlar kendilerinin iyi bir şey yaptığını sanan bu insanlar Latinceye Grekçe kelimeler katıyordu, simdi de bizim insanlarımız Türkçemizin içine ya İngilizce ya da Arapça kelimeler karıştırıyor. Anlaşılmaz olmayı zaman kazanmakla birlikte, özgüvensiz insanlar karşısında bilge görünmek için bir yol olarak benimseyen insanlar, ne yazık ki gençliğe kötü örnek olarak bozuşmanın temellerini atıyorlar. Bu bozuşmanın etkilerini gençlerin, tüm dil bilgisi kurallarını yok sayarak, neredeyse cümle bile kurmadan konuşmaya başlamış olmaları ile gördüğümüzü düşünüyorum. “Chat ve mesajlaşma dili” denen sesli harflerin ortadan kaldırıldığı yeni bir dil çıktı ortaya neredeyse. Özne, yüklem artık Türkçe derslerinde “öğrenilmek zorunda olan gereksiz bilgiler oldu. Giderek yerine “giderekten”i, gelerek yerine “gelerekten”i hangi Türkçe öğretmenleri öğretiyor bilmiyorum. Ama ben artık konuşulanları anlamakta zorlanıyorum. Sonunda soru eki olmayan sorular, sadece konuşma dilinde ses oyunları ile anlaşılan vurgularla gerçekleşen anlaşmalar yazı dilimizi neredeyse anlaşılmaz hale getiriyor. Giderek kendini yazarak ifade edemeyen bir topluma dönüşüyoruz! Bildiğim bir şey var, o da dil bilincine sahip olmanın hepimizin sorumluluğu olduğu. |
06.04.2009 Arkadaşım yerel bir gazetede yazıyor bu hafta yazdıklarının hepimizi çok ilgilendirdiğini düşünerek burayada aldım . |



