6 Nisan 2011 Çarşamba

Kir atmak çok kolay ama ya temizlemek

Ne çok seviyoruz başka evlerde olanı, biteni. Kendi sıkıntılarımızdan çok başkalarının başına gelenler ki birde üzüntülü, sıkıntılı bir olaysa nasıl ilgilendiriyor bizi, bu yüzden değil mi bu ve benzeri programların izlenme oranı rekorları? Dedikodu etmek günah diyen dinimiz kurallarının bu tarafına aldırış bile etmeden neden bir yerinden acıtmaya çalışırız ki başkalarının yaşamlarını? Oysa beni ilgilendirmez demek yeterli sadece... Bu konuda yazmak isteyişimin nedeni geçen gün yanımda konuşulan bir dedikoduyu (sadece dinleyici olarak bile de olsa) öğrenmek beni o kadar rahatsız etti ki kendime şu sözü verdim bir daha yanında bunların konuşulmasına izin verme, bu konuda da oradakileri uyar. Belki bir yaranın kanamasına engel olabilirsin, bir olayın büyümesine taş koyabilirsin. Bu, bir kaçtır yaşanıyor bu aralar benim çevremde ve gene bir duyuyorum o söz sadece lafmış yani yalanmış, koca bir yalan. Peki şimdi o dokunduğunuz, ağzınızda çiğnediğiniz insanlar sırf bu dedikodu yüzünden bir dolu kötü an yaşadıysa bunun vebali ne olacak?
Bizim için doğrular, başkaları için yanlış olabiliyor. Ya da tam tersi. Yargılamak, hükümler vermek sadece o insanların hayatlarına atacağımız kesiklerden ibaret, ne olur birde böyle bakalım olana, bitene. Başka hayatların girdiği çıkmazları anlatırken gözleri parlayanlara diyorum ki bir gün sizin bir olayınızda bir başkasının gözlerini parlatıp, içini aydınlatır unutmayın. Alın bir kitap okuyun bu sohbetleri edeceğinize ki ben buna sohbet sözcüğünü sırf kibarlığımdan diyorum biline.. yada bir el işine başlayın, yada bir yaşlıya yardım edin vs...öncelikle içimizi arındıralım temiz toplum böyle böyle oluşacak. Kir atmak çok kolay, ama ya temizlemek?????

Hiç yorum yok: